İlk kez 1817 yılında James Parkinson tarafından “titremeli felç” olarak tanımlanan Parkinson hastalığı, beyinde hareket kontrolünü sağlayan merkezlerdeki hücre sayılarının azalması ile ortaya çıkan bir sinir sistemi hastalığı. Parkinson’un yavaş ilerleyen bir hastalık olduğunu belirten Acıbadem Adana Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Cem Ortaçbayram, hastalığın öne çıkan belirtilerini paylaştı.
Bu 4 belirti bir aradaysa…
“Parkinson hastalığı; hareketlerin yavaşlaması, istirahat halindeyken ortaya çıkan kol ve bacaklarda titremeler, kaslarda katılık ve sertlik ve postür reflekslerinde azalma gibi 4 temel bulgusu olan ancak bunların yanında birçok diğer sistem bulgularının da olabildiği yavaş ilerleyici bir beyin hastalığıdır” diyen Dr. Cem Ortaçbayram, hastalarda bulguların büyük oranda tek taraflı başladığına ve yıllar içinde vücudun diğer tarafında da görülmeye başlayabileceğine dikkat çekiyor.
Yürüyüşünüzde
değişiklikler olabilir
Parkinson
hastalığındaki en önemli 2 belirtinin ellerde titreme ve hareketlerdeki
yavaşlama olduğunu söyleyen Dr. Ortaçbayram, hastalık nedeniyle kişinin yürümesinin
etkilenebileceğini ve yavaş yürüme ile beraber hastalığın ağırlıklı olduğu
taraftaki kolu kullanmada da sıkıntı görülebileceğini belirtiyor.
Yüzünüz donuklaşabilir
“Aynı bulgular yüzde olduğunda mimik hareketlerinin ve ifadelerin
azaldığı ‘donuk yüz’ görünümü ortaya çıkar” diyen Dr Cem Ortaçbayram, titremelerin
özellikle ellerde ve hasta istirahat halindeyken görüldüğünün; ayaklarda, çene
ve dudaklarda ise titremeye daha az rastlandığının altını çiziyor. Ancak
titreme çok önemli bir belirti olmasına karşın Parkinson hastalarının tümünde ortaya
çıkmayabiliyor.
Hastalığın şiddeti kişiden kişiye değişiyor
Ailede Parkinson hastasının varlığı, kırsal alanda yaşama, tarım ile uğraşma,
sık kafa travmasına maruz kalma gibi durumlar Parkinson hastalığı için önemli risk
faktörleri arasında yer alıyor. Parkinson’un kalıcı bir hastalık olduğunu ve
bulgularının süregelen tedavide bile zamanla şiddetlenebileceğini belirten Dr. Cem Ortaçbayram, bu durumun kişiden
kişiye değişiklik gösterebileceğini vurguluyor. Bazı hastalar yatağa bağımlı
hale gelirken, bazı hastalar hafif semptomlarla günlük hayatını sürdürebiliyor.
Hastalığın hangi hastada hızlı hangi hastada daha yavaş seyredeceğini önceden
bilmek ise genelde mümkün olmuyor.
Yaşam kalitesini korumak öncelikli hedef
Parkinson yaşam süresini kısaltan bir hastalık değil ve hastalığı tamamen
ortadan kaldıracak bir tedavi yöntemi de henüz bulunmuyor. Hastalığın
tedavisindeki öncelikli hedef de hastanın yaşam kalitesini korumak. Uzman hekim
tarafından nörolojik muayene sonrası hastalığın tanısının konulabileceğini
belirten Dr. Ortaçbayram, bu tanı işleminde herhangi bir laboratuvar tetkiki
yapılmadığını ancak ihtiyaç görülmesi durumunda hekim tarafından belirlenecek bazı
tetkiklerin tedaviyi destekleme amacıyla yapılabileceğini belirtiyor.