featured

Doç.Dr.Necmettin Çalışkan “Üreticiye Destek Şart”

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

                Beyza Piliç Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, koronavirüsün tüm dünyada etkili olduğu, ciddi sıkıntıların yaşandığı ve ekonomik krizlerlere sebep olduğunu belirterek, “Beyza Piliç olarak imkân nispetinde Akdeniz bölgesinin yedi vilayetinde fabrikadan halka ulaşma gayreti içerisinde olduklarını söyledi.

Türkiye’de beyaz et sektörünün yaşadığı bazı handikapların olduğunu kaydeden Çalışkan,  gıda sektöründeki riskleri de şöyle sıraladı: “Kriz ortamlarında en fazla etkilenen sektör müteahhitlerdir diye bilinir. Ama bir şekilde faaliyetlerini durdurur ama zararına işe devam etmez. Mesela inşaatçılar, konut alanıdır satmaz. Mobilyacı şarteli indirip ürünleri depoya koyar bir süre satış yapmaz. Gıda sektöründe evet süreklilik vardır. Ancak unutulan nokta şudur gıda sektöründe bozulmalardan kaynaklı zararına satış vardır. Bozulan ürünlerde ve canlı hayvana dayalı sektörde süreklilik esastır. Bazen çok yüksek maliyetlerde üretmenize rağmen mutlaka satmak zorundasınız, zararına da olsa satarsınız. Çünkü o ürünü depolama, istifleme, bir süre üretime ara verme şansınız yoktur. Zaten kriz olduğunda herkesi vurur, gıda sektöründe kar-zarar açısından   daha çok vurur. Yani bir üreticinin ürettiği malı bile bile göz göre göre zararına satış yaptığı sadece canlı hayvan üretimi ile ilgili gıda sektöründe bozulan ürünlerde görmek mümkündür. Bunun dışındaki hiçbir sektörde ürün maliyetinin altında satış yapılmaz.” Türkiye’de özellikle tavukların beslenmesi ve çabuk büyümesi konusunda kamuoyunda oluşan bazı yanlış algıların bulunduğunu ifade eden Çalışkan, “Evet, tavukların beslenmesi ve büyümesi ile ilgili yanlış algılar var. Şunu bilmek gerekiyor insanlık tarihi boyunca canlı ürünlere müdahale edilemez. Yani bilinmeyen nokta şu tavuk bir canlı varlıktır, biyolojik olarak müdahale kabul etmez. İnsanlık tarihi boyunca bir bebeğin doğum süreci 9 aydır. Civcivde de kuluçka süresi 21 gündür değişmez. Şu anda hızlı büyüme ile ilgili insanlar tereddüt içindedir. Bu da şundan dolayı, biz Beyza Piliç olarak civciv üreticisiyiz bizim ürettiğimiz civciv kültür tavukçuluğu olarak kümeslerde 45 günde büyürken aynı tavuğu serbest ortamda yani hobi amaçlı büyüten bir insan 120-150 günde ancak büyütür. Neden, şunun için bizim ürettiğimiz hayvanlarda hayvanların günlük bir tüketim yem limiti vardır.  Mesela hayvana günde 170 gram yem verilir. Bunun 110 gramı yaşam payıdır, 60 gramı büyüme payıdır. 110 gram vermişseniz yalnızca yaşamı devam eder, büyümez 170 gram verirseniz ancak büyür. Şimdi evde hobi amaçlı tavuk büyütenler çoğunlukla çöpe dökecekleri bozulmuş gıdaları hayvanlara verirler. Hayvanda sadece karnını doyurup, yaşamını idame ettirecek kadar yem yer başka yemez, işin özü budur” açıklamasını yaptı.

Çalışkan, “Öncelikle iç piyasada kamuoyunu yanıltmaya yönelik televizyon ekranlarına çıkan magazin boyutlu haberler en büyük sıkıntılardan birisidir. Çünkü birileri şov yapmak, gündemi işgal etmek, ekranlarda görünmek uğruna uzmanlık gerektiren alanlarda bilgi sahibi olmadan konuşmaktadır. Bu da insanların zihinlerinde bulanmaya neden olmaktadır. Bunun dışında genel itibariyle hammadde önemli sorunlarımızdan birisidir. Ülkemizde tarlalar boş ama; buğday, soya ve mısır da dahil pek çok hammadde ithal ediliyor. Ülkemizde tarımsal ürünlere ve gıdaya yeterli destek verilmediğinden, hammadde aslında yurt dışında ucuz ama bizde gübre enerji vb. yanlış tarım politikalarıyla pahalı” dedi.

SORUN ÜRETİME DESTEKLE ÇÖZÜLÜR

Teknolojinin canlı hayvan sektörünün gelişmesindeki etkisinin ve Türkiye’de gıda sorununun nasıl çözülebileceğini de açıklayan Çalışkan şunları söyledi: “Günümüzde teknoloji, sanayinin emrinde. Yem rasyonları bilgisayar ortamında hazırlanıyor. Bir hayvanın en hızlı kilo alması, besi büyümesi için ne kadar enerjiye, proteine, kaloriye ihtiyacı varsa ona uygun yem hazırlanıyor. Yani sürekli spor yapan ve sebze-meyve ile beslenen bir insanla, spor yapmayıp oturup ve sürekli etli-yağlı beslenen bir insana mukayese ederseniz söylemek istedim daha iyi anlaşılır. Ayrıca kültür ortamlarında tavuk yem yer ve ete dönüşür. Serbest ortamda ise hayvan gezer dolaşır yediği tüm gıdaları yakar. Ayrıca bir başka faktör de ırklarla ilgili. Örneğin Endonezyalı minyon tipli bir insan ile Sudanlı izbandut gibi boylu bir insanı mukayese edelim. Endonezyalıyı ne kadar beslerseniz besleyin büyümez, belli çerçevenin dışına çıkmaz. Sudanlıyı da aç da bıraksanız, iri yapıya sahiptir. İşte hayvanlarda da sürekli gen uzmanları çalışıyor, gelişmeye ve büyümeye elverişli ırklar devam ediyor diğerleri tasfiye ediliyor. Bunun dışında da mesela soya fasulyesi üretimi arttı ve eskiden 30-40 yıl önce yemde kullanılmazken bugün yemde kullanılıyor. Bu da bir başka önemli sorundur. Bilmeliyiz ki Türkiye’nin gıda sorunu çözmenin temel yollarından birisi tavuk üretimine destek vermektir. Çünkü protein ihtiyacı en iyi tavukla karşılanır. Aksi halde insanları beslemek çok zor olur” Beyza Piliç’in üretim kapasitesinin imkân nispetinde her yere ulaşmak olduğunun altını çizen Çalışkan, “Akdeniz bölgesinde yedi vilayetimizde fabrikadan halka satış konseptiyle direk tüketiciye ulaşıyor. Ayrıca pek çok vilayetimiz de de tüketiciye bayiler aracılığıyla   hizmet vermekteyiz.  Batı illerinde bulunmayışımız ise değişik ticari sebeplere bağlıdır diyebiliriz. Türkiye birçok alanda olduğu gibi tarımsal ürünler ve canlı hayvan sektöründe plansız bir ülke. Batılılar 50-100 yıl sonrasını planlarken maalesef ülkemizde bir-iki yıl sonrasını görmek pek mümkün değil. Bu açıdan 2020 yılı için beklenti diye bir tabir, tanım kolay olmasa gerek. Mesela bu günlerde küresel çapta her yeri etkisi altına alan virüs krizi söz konusu. Buda bizleri ne kadar etkileyecek sektörde daralmaya sebep olup olmayacağı ile ilgili net ifadeler kullanamıyoruz. Mesele helal, temiz, sağlıklı üretim yapıp tüketiciye ucuz, hızlı ve kolay yoldan ulaşabilmenin gayreti içerisinde sorumluluğumuzu yerine   getirmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

EMEK YOĞUN BİR SEKTÖRÜZ

Maliyetler konusunda yaşadıkları sıkıntıları da vurgulayan Çalışkan, “Emek yoğun bir sektör olması dolayısıyla stratejik önemi haiz üretim yapıldığı bilinmeli. Örnek vermek gerekirse demir çelik sektöründe 20 kişiyle yaptığınız ciroyu bu alanda 200 kişiyle yaparsınız.   Bu çerçevede dünyanın her tarafında tarımsal ürünlere ve gıdaya büyük destek verilirken maalesef ülkemizde bu destek yok. Maliyetler noktasında   personel istihdamına yönelik katkı yapılmalı. Bunun dışında da genel itibari ile sanayinin, endüstrinin maruz kaldığı sıkıntılar vardır. Bunlar; bürokrasi, enerji giderleri, yüksek vergiler, v.s.” diye konuştu. Sektörde sürekli fiyat artışları yaşanmasındaki temel sebeplerin bulunduğuna dikkat çeken Çalışkan, “Aslında yanlış bir algı var. Sürekli fiyat artışı yaşanmıyor, bu da az önce bahsettiğim asparagas haberlerden birisi. Uzun yıllardan beri tavuk etinin fiyatı  aşağı yukarı 7-10 TL arasında seyrediyor. Bu süre içerisinde maliyet artışları hiçbir şekilde hesaba katılmıyor. Normal şartlarda beyaz etin kırmızı etin yarı fiyatına olması gerekir.   Tavuk sektörü  ciddi zarar eden dönemi yaşıyor, maliyetin altında satışlar gerçekleştiriliyor. Esasen burada sorun şu   siz üreticisiniz zam yaptığınızda insanlar sen üreticisin neden zam yapıyorsun diyor.   Aslında ekonomik sıkıntılar dolayısıyla hammadde, işçilik, elektrik, enerji maliyetleri arttı, bunları kimse düşünmüyor” değerlendirmesini yaptı.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Doç.Dr.Necmettin Çalışkan “Üreticiye Destek Şart”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir