featured

Hatay’ın sorunları TBMM gündemine taşınıyor

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ahrazoğlu, Hatay ilinin sorunlarını TBMM gündemine taşımaya devam ediyor.

MHP Hatay Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Mehmet N. Ahrazoğlu, Hatay ilinin sorunlarını araştırmak ve bu sorunlara çare bulmak adına vermiş olduğu Meclis araştırması önergesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldığı konuşmasına, “Suriye’deki iç savaş ve meydana gelen göç, Suriye’ye sınırı olan bölge coğrafyasını etkilemiştir. Suriye’yle 277 km sınırı olan Hatay ilimiz Suriye’deki iç karışıklardan en çok etkilenen illerin başında gelmektedir. Hatay ili 2016 yılı itibarıyla 1 milyon 555 bin 165 kişilik nüfusa sahip olup ülkemizin 13’üncü büyük şehridir.” şeklinde başlamıştır.

Hatay ilinin toprakları itibarıyla yüzde 54,7’sinin tarım arazisi olduğunu ifade eden Ahrazoğlu, “Yoğun tarımın yapıldığı Amik Ovası’nda yazın kuraklık, kışın ise sel baskınlarından dolayı çiftçiler verim alamamaktadır. Hatay, genellikle tüm çiftçilerin sulama için kullandıkları elektrik enerjisinden ve sulama ücretlerinden muzdariptir. Üretim girdisi olarak kullanılan akaryakıt ve diğer maliyetlerin yüksek olması büyük sıkıntılara yol açmaktadır. Ürün hasadı döneminde, özellikle pamuk, buğday, mısır gibi ürünlerin üretildiği dönemde yurt dışından yapılan ithalat ve bu ithalatlara konulmayan fonlar dolayısıyla çiftçiler mağdur edilmektedir, tefecinin eline düşürülmektedir. Ayrıca, on beş yıllık iktidarınız döneminde, Sayın Bakanımız da buradayken -Bakanımız gitmiş- Menzelet Barajı’nın hâlâ bitirilememiş olması, set yüksekliğinin tamamlanmaması, set yüksekliğine bağlı olarak kanalların yapılamaması, kapalı devre sulamaya alınmaması ve buna bağlı olarak Reyhanlı Barajı’nın desteklenmemesi gibi Amik Ovası’nın tamamen sulanmasını sağlayacak bu yatırımların da bir an önce bitirilmesi gerekmektedir.” dedi.

Hatay Milletvekili Mehmet N. Ahrazoğlu; Hatay’ın hem ticareti hem de turizmi açısından çok önemli olan Hatay sahil yolunun tamamlanamadığını ifade ederek, “Belen-Şekere’den başlayarak sonraki çevre yolu ile Arsuz ve Samandağ-Çevlik bağlantısının muhakkak yapılması ve bir an önce tamamlanması Hatay’ın turizmine ve ticaretine katkı sağlayacak. Ancak maalesef bitirilememiştir, bitirilmesi de meçhul bir durumdadır.” şeklinde açıklama yapmış ve Payas’ta Demir Çelik sektöründeki işçilerin mağduriyetine devletin sahip çıkması gerektiğini belirterek, “Yerel yönetimler, Suriye’yle ilgili göçlerden dolayı yerel halka yardım yapma ve mevcut görevlerini yapma konusunda zorlanmaktadır. Bu göçlerden dolayı yerel yönetimlere de yardımların gönderilmesi elzemdir. Ayrıca, Hatay’da “Medeniyetler Bahçesi” temasıyla düzenlenecek olan EXPO 2021 için Hatay’a gerekli katkıların muhakkak devlet tarafından yapılması Hataylılar tarafından beklenmektedir.” açıklamasını yapmıştır.

Ahrazoğlu; Hatay ilinde en çok sorun olarak görülen işsizlik probleminin muhakkak çözülmesi gerektiğini ifade ederek, “Ülkemizin her yerinde, özellikle de seçim bölgemiz olan Hatay’da Suriyeli işçilerin düşük ücretle çalıştırılması ve kayıt dışı olarak alınmasından dolayı orada yaşayan insanların işsizlik problemleri had safhayı bulmuştur.” şeklinde açıklama yapmış ve Hatay’da ihracata yönelik lojistik sisteminin tamamen çökmüş durumda olduğunu belirterek, “Cilvegözü ve Yayladağı Sınır Kapılarının kapatılması ihracatla ilgili bütün beklentilerimizi nihayete erdirmiştir. Cilvegözü Sınır Kapısı’nın açılmasıyla bölge kısmen de olsa biraz rahatlayacaktır. Ayrıca Samandağ, Yayladağı, Altınözü gibi ilçelerimizde ekilen tütün üreticisi çiftçilerimizin sorunları büyüktür. Tütünle ilgili muhakkak sıkıntılar giderilmeli ve tütünden elde ettikleri ürünü satma konusunda kendilerine gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır.” açıklamasını yapmıştır.

Astana’da yapılan çalışmalar sonucunda Türk Silahlı Kuvvetleri İdlib’de altı ay boyunca 14 ayrı noktada görev yapacağını belirten Ahrazoğlu; “İdlib bölgesinde yaklaşık 3 milyon insan yaşamaktadır. Bu nüfus içerisinde her milletten insan bulunmakla beraber Türkmenler de mevcuttur. Nitekim bölgede yerleşik olarak bulunan yani savaş öncesinde burada yaşayan Türkmenlerle birlikte Halep ve Humus bölgelerinden tahliyesiyle göç ettirilen Suriye Türkmenleri İdlib bölgesi ve çevresinde yaşamaktadır. Fırat Kalkanı Harekâtı sonrasında bölgedeki çatışmasızlığın sürdürülmesi, insani yardımların sağlanması noktasında büyük önem taşıyan İdlib operasyonu, aynı zamanda Türkiye’nin sınır güvenliği ve olası bir terör koridorunun önlenmesi için de hayati önem arz etmektedir.” şeklinde açıklama yapmış ve İdlib bölgesinin Türkiye’nin sıfır noktasında bulunduğunu belirterek, “Bir taraftan Bayırbucak, bir taraftan Afrin’e komşu bir bölge olması açısından son derece stratejik bir konumdadır. Olası terör koridorunun önlenmesi noktasında Afrin’deki PKK muhakkak yok edilmelidir.” açıklamasını yaparak konuşmasını tamamlamıştır.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Hatay’ın sorunları TBMM gündemine taşınıyor

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir