AK parti, kurulduğu günden bu yana demokrasi- insan hakları ve yoksulluk üzerinde durarak siyaset yapıyordu. Durduğu yer bu yeni siyasi oluşuma girdiği her seçimi kazandırdı. Gülen Cemaati ile çıktıkları yolda epey mesafe aldırlar.
Muhalefet, AK parti’nin makul siyasetine cumhuriyet- laiklik- irtica- vatan- millet vb. söylemlerle karşı çıkıyordu. Sonuç her zaman hüsran!
Muhalefet geçmişten ders almış sanki. Çünkü klasik resmi söylemi terk ederek halkın gerçek ihtiyaçlarına yönelik söylemler geliştirmeye başladılar. Bu kötü değil tabi. Toplumun sorunlarını çözebilmek için merkeze yaklaşmak lazım. Katı ideolojik yaklaşımların toplumun bir kısmını mutlu etmesi veya diri tutması iktidara gelmek için yetmiyor.
Kürt kimliği üzerinden siyaset yapanlar bile bunu görüp merkeze doğru yöneldiler.
Muhalefet yol ve yöntemi değiştirince ortaya çıkan durum epey renklendi.
Cemaat bu sefer muhalefetin yanında açıkça yer aldı. Bu bir.
İkincisi, muhalefet demokrasi ve iktidar vurgusu yapmaya başladı.
Üçüncüsü ise muhalefetin mazot fiyatlarının düşürülmesi- emeklilere iki ikramiye verme ve asgari ücretin artırılması gibi vaatlerle seçmeni yoksullukla mücadele edeceğine ikna etmeye çalışması.
Bu yeni durum tabi.
İktidarı rahatsız eden yeni vaziyet, normalleşme için gerekli. Kısaca ideolojik kalıplar yerine temel sorunların çözümleri üzerinde konuşmak siyaseti merkeze doğru çekiyor. Olması gereken şey de bu değil mi? İktidar eskisi gibi yine temel problemlerin çözümü üzerinde odaklanır ve geçmişi ile övünmeyi bırakıp yeni hedeflere odaklanırsa bu seçimi de kazanabilir.
Kısaca muhalefeti muhalefet yapmaya başlayan husus gerçek sorunların çözümünü vaat etmek. Doğru bir tercih.
Kimsenin geçmişini inkar etmesi gerekmez. Hatalarından ders aldığını ve kendisini yenilediğini gösteren oluşumlar halktan destek görürler.
Haziran seçimleri, ideolojik keskin söylemlerin bırakıldığı bir seçim olarak siyasal tarihteki yerini alacak gibi görünüyor.
Ben yeni seçimlerin daha güzel bir ülke için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak bu, iktidarın da ideolojik labirentlere girmemesine bağlı.
