Hatay’ı bir uçtan bir uca karış karış gezen, sıkılmadık el, kazanılmadık gönül bırakmayan ve gittiği her yerde büyük bir ilgi ve coşku ile karşılanan AK Parti Hatay Milletvekili ve 25. Dönem Adayı Eczacı-İktisatçı-İlahiyatçı Hacı Bayram Türkoğlu, 7 Haziran seçimlerine sayılı günler kala önemli açıklamalarda bulundu.
7 Haziran seçimlerini bir kader ve bir karar seçimi olarak nitelendiren Türkoğlu, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi: “7 Haziran seçimi, Türkiye’de istikrarın ve refahın devamı, 13 yılda AK Hizmetlerle elde edilen kazanımların korunması, 2023’lerin, 2071’lerin yani istikbalin inşası için bir karar anıdır. 7 Haziran seçimleri; koalisyonlar, darbeler, muhtıralar, siyasi-sosyal-ekonomik krizler, faili meçhul cinayetler, terör şebekeleri ve sağ-sol kavgalarında enerjisi ve gücü sömürülen Eski Türkiye ile kararlı ve istikrarlı bir yönetimin öncülüğünde sağlıktan, ulaşıma; milli savunma sanayinden, eğitime kadar her alanda kalkınan ve gelişen, 2023’lerin büyük gücü, 2071’lerin süper gücü olma hedefiyle yola çıkan Yeni Türkiye arasında bir karar, bir kader seçimidir.
“İstanbul’un Fethi gibi Nice Zaferler Bizi Bekler”
600 yıl boyunca 3 kıta, 7 iklim, 110 devlet ve 72 millete adaletle hükmeden cihan devleti Osmanlı’nın ve hülasa 16 imparatorluk kurmuş şanlı ecdadın mirasını devralan ve Balkanlardan, Kafkaslara; Ortadoğu’dan, Kuzey Afrika’ya kadar etrafı ateş çemberi olan Türkiye, bölgesinde ve küresel ölçekte adeta bir istikrar adası, bir güven limanı, dünya mazlumlarının, mahzunlarının dergâhı ve sığınağı bir ülkedir.
Doğu Türkistan, Kerkük, Bağdat, Şam, Gazze, Batı Şeria, Saray Bosna, Arakan’ın ve daha nice mazlum coğrafyaların nazarlarını diktiği, nabızlarının attığı ve kalplerinin ortak çarptığı yer olan bu şanlı memleket, zalime ve düşmana korku, mazluma ve kimsesize güven verir. Kürşat’ın 40 atlısı kadar Çin orduları karşısında cevval, Selahattin Eyyubi’nin aslanları kadar Haçlı karşısında cesur, Baybars’ın akıncıları kadar Moğol karşısında yiğit, Fatih’in kutlu ordusu kadar Bizans karşısında cengâver olan, güç ve ilhamını şanlı tarihinden alan bu aziz millet, şimdi yine bir yol kavşağındadır. Selahattin’in Kudüs’ü, Fatih’in İstanbul’u fethi gibi bu necip milleti yine kutlu zaferler ve büyük fetihler bekler.
AK Parti ile fetih gönüllerde başladı. Bu fetih hareketinin kaynağı, Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye nasihatinde yerini bulan “İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın” anlayışıdır. İnsanı merkeze alan, insan odaklı bir yönetim anlayışı ile yola çıkan AK Parti, 13 yıllık iktidarında koalisyonların bıraktığı enkazları birer birer kaldırarak Türkiye’yi düzlüğe, aydınlığa çıkardı.
“Koalisyon; Yüksek Faiz, Büyük Enflasyon ve İşsizlik Demek”
95 yıl önce kurulan TBMM çatısı altında 63 hükümet görev başına geldi. Eski Türkiye’de bu her hükümetin ömrünün 1,5 yıl olması demekti. Milletin memleketi 4 yıl yönetmekle yetkilendirdiği koalisyon hükümetleri 1,5 yıl görev başında kaldı. Hizmetler bağlamında ne 4 yıllık plan ve proje yapmaları ne de o yapamadıkları plan ve projeleri uygulamaları mümkün olmadı. Hangi partiden olursa olsun, bu memlekette taş üstüne taş koyandan Allah razı olsun. Lakin Türkiye’de ne zaman bir hükümet tek başına iktidarsa, işte o vakit kalkınma başladı ve hizmet ve projeler hayata geçti. Ne vakit koalisyon hükümetleri görev başına geldi, işte o zaman Türkiye’de istikrarsız yönetimlerin yarattığı güvensizlik ortamında yatırımcı sisli-puslu, belirsiz havadan ürktü ve yatırımlar geri çekildi, faizler yükseldi, borsa çöktü, enflasyon ve işsizlik oranları tavan yaptı. Eski Türkiye’ye dışarıdan yön tayin eden IMF, Financial Times, Derecelendirme Kuruluşları gibi küresel güçlerin medya, finans alanlarındaki sacayakları ve taşeron terör örgütleri ile gizli ve açık müdahaleler; ülkede kan, gözyaşı, ekmek ve yağ kuyrukları, batık bankalar, başörtüsü zulmü, farklı olana asimilasyon, darbeler, seçilmiş başbakana ve yaşı 18 altı olan körpecik gençlere idamlar, faili meçhul cinayetler, insanlık dışı işkenceler, büyük enflasyon oranları, yüksek faizler, kafaya atılan yazarkasalar ve anayasa kitapçıkları, sağ-sol çatışmaları anlamına geliyordu. Eski Türkiye ile geçtiğimiz yüzyıl kayıp yıllardı.
AK Parti’nin tek başına iktidara gelmesi ile birlikte artık yeni yüzyılın Türkiye’nin yüzyılı olacağına yönelik umutlar yeşerdi. Zira artık 5 yıllık, 10 yıllık ve hatta 100 yıllık plan ve programlar yapan, her alanda 2023’lerin büyük gücü, 2071’lerin süper gücü olmaya namzet bir ülke ideali ortaya koyan Yeni bir Türkiye var.
Yaşlılık, dul, engelli, hasta bakıcı maaşı, evde bakım hizmeti ve hülasa her türlü sosyal yardımlar ile mahzunlarını gözeten sosyal devlet, Altay Tankı, Milgen Savaş Gemisi, Anka İnsansız Hava Aracı, Göktürk Uydusu, Atak helikopteri ile kendi yerli silahlarını üreten güçlü devlet, hızlı tren, Marmaray, Amanos Tüneli, Kanal İstanbul, Mersin-Kıbrıs Su Tüneli gibi sayısız çılgın projelere imza atan hizmetkar devlet, yargı paketleri, 2010 referandumu gibi nice reformasyonlarla her bir vatandaşın kendini bu ülkenin eşit birer yurttaşı olarak hissettiği, vatandaşların sen “SSK’lısın sen Bağkurlusun” diyerek sağlık hizmetlerinde ayırt edilmediği, darbeci, vesayetçi, cuntacı, paralelci, terör kimlikleri ile zaman zaman değişkenlik gösteren güçlünün hukukunun sone erip hukukun gücünün ikame edildiği adil devlet, hastaneler, barajlar, havaalanları, duble yollar, üniversiteler ile her bir sathı imar ve mamur edilen refah devlet AK Parti’nin eseridir.
“Söylediğimizi Yaptık, Yapamıyacağımızı da Söylemedik”
Son 13 yılda yapılanları yeni bir atılım dönemi ile taçlandırmak, 2015 seçimlerinde temel misyonumuz olacaktır. Birçok zorlu hedefe ulaşmanın yanında geçmişte milletimizin elinden alınmış olan özgüvenini yeniden ona teslim etmiş olmanın ve siyasete yeniden itibar kazandırmanın mutluluğu bir başkadır. 13 yılda Türkiye’ye kazandırdığımız kalıcı eserler, halkımıza sunduğumuz hizmetler ve geleceğe dönük yatırımlarımızla konuşulduk. Söylediğimizi yaptık, yapamayacağımızı söylemedik. Böylece güveni inşa ettik ve sağlamlaştırdık. Geleceğimizin teminatı çocuk ve gençlerimizin dilinde; esnafımızın, çiftçimizin, köylümüzün, işçimizin, memurumuzun, sanayicimizin kendine güvenen bakışlarında; kadın ve erkek tüm halkımızın gönlündeyiz Bizler sadece hizmet üreten değil; aynı zamanda sorunları yerinde dinleyen, milleti ile kucaklaşan, hemhallaşan, dertleşen, insanımızın gönül eşiğine giden yolları sürekli arşınlayan bir hareketiz. Sırça köşklerden halka tepeden bakan, halkı tepeden inmeci bir yaklaşımla dizayn etmeye kalkan, bugün var yarın yokçulardan, seçimden seçime bir görünüp bir kaybolanlardan değiliz. Aziz milletimiz takdir buyurur ise, 7 Haziran sonrasında da aziz milletimizin hizmetkârı olmanın bahtiyarlığını yine yaşayacağız.
Bu duygu ve düşüncelerle 7 Haziran Genel Seçimlerimizin Hatay’ımız, Türkiye’miz, Türk-İslam Alemi ve Tüm İnsanlık için hayırlara vesile olmasını diliyor; Yeni Türkiye Yolunda Karar da Milletin, Söz de Milletin diyorum.
