Kibir, Gurur ve İnsan Olmak

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İnsanoğlu Hz. Adem’den günümüze uzanan binlerce yıllık tarihinde önemli evrelerden geçmesine rağmen yaratılış özellikleri DNA şifrelerinde gizlenmiştir. İnsanoğlu doğarken, dokuz ay ana rahmindeki sıvı içerisinde bedeni oluşurken, doğumdan sonra akciğerlerin işlevini kazanması ve hava soluması için ilk çığlığı atar. Akciğerler ilk kez oksijen solurken, son nefesini verdiği ve “Ömür” denilen toprakla sonuçlanan zamana kadar sayılı olan “nefes” ile yaşam sürer. Ömür dediğimiz ilk ve son nefes arasındaki hayatımızın güzel olması için aklın, inancın, toplumsal değerlerin oluşturduğu ve adına etik değerler, insan olmanın ölçütlerini yerine getirmek için çaba gösteririz.

Hz.Adem’in çocukları zaman zaman yoldan çıkıp, kendilerine yasak kılınan işleri yapmaya başlamışlar. Başlarına Peygamberler gönderilmiş. Bütün Peygamberlerin ve Ahlaki kuralların, öğretilerin, dinlerin toplamı, bileşkesi olan İslam’a kadar. Binlerce “Suhuf” ve “Dört” kitaptan sonra Ortadoğu coğrafyasının en sıcak çöllerinde, 20 Nisan 571 tarihinde Mekke’de dünyaya gelen ve babası vefat ettiği için Dedesi tarafından büyütülen Muhammed bin Abdullah bin Abdulmuttalip. Yani “Muhammed”. Peygamberimiz.

Kur’an’ın emirleri ile Hz. Muhammed’in akıl ve ilim dolu sözleri, İslam’ın temel kurallarıdır. Emirler, farzlar olmazsa olmazların başında gelir. Yapılması sevap olanlar, Peygamberimiz yaşarken örnek gösterdiği konular ise insanın inanç gücünü arttırır. Bazı Ayet’ler vardır ki insanlığa önemli uyarılar, insana da “edeb” konusunda ciddi ikazlar gösterir. Mesela “Kibir” diğer bir deyimle “Gurur” denilen davranışlar hakkında;

“Kibir sahibi insanlar Allahın sevmediği ve hakkı dinlemeye karşı kalpleri mühürlenmiş kişilerdir.”  Hz. Allah mealen: Yeryüzünde haksızlıkla kibirlenenleri ayetlerimden çevireceğim (Sure-i Araf 146)

“Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini mühürler.” (Sure-i Mümin 35)

“Allah o büyüklük taslayanları sevmez buyururlar.” (Sure-i Nahl 23)

“İnsanları küçümseyip yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Allah kendini beğenip övünen hiçbir kimseyi sevmez.” (Sure-i Lokman.18) buyurmaktadır.

Son zamanlarda Suriyeli mülteciler ile ilgili olarak onları aşağılayan, hor gören, küçümseyen davranış sahiplerinin bu Ayetleri dikkate almadıkları veya bilmedikleri inancındayım. Onların, yani Suriyelilerin bizim misafirlerimiz olduğunu unutmadan, bizden farklı olmadıklarını unutmamak gerektiğini belirtmek isterim. On bir ayın sultanı Ramazan ayında yine İslam dininin en önemli evrensel değer yargısı olarak komşuluk kurallarını hatırlatmak ve daha da ibretlik bir sözü aktarayım. Peygamberimiz diyor ki; ‘Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.” (Buharî, Edeb, 12.)

İşte insan olmanın, İslam olmanın, Müslüman olmanın, komşuluğun, çağdaşlığın, aynaya baktığımızda utanmayacağımız halimize, merhem olacak bir ikaz olmalıdır. Akşam iftarında soframızda kuş sütü eksik olmasın, kimse onun hesabını sormuyor, afiyet olsun da… Bir lokma ekmek bulamayan insanları unutmamak gerekmez mi?

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Kibir, Gurur ve İnsan Olmak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 27 Temmuz 2013, 15:54

    Çevremizdeki aç insanların dertleriyle dertlenmedikçe gerçek manada kamil insan ve kamil müslüman olamayız….

    Cevapla