featured

Komşu’da Beklenen Kaos

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Suriye’de kimyasal atıldı, rejim attı, muhalifler attı derken, ölenlerin sayısı 100 binleri geçti bile. Üç yıla yakın bir süredir “cehennemi” yaşayan Suriye’den kaçıp hayatını kurtaranlar, şu veya bu şekilde bir şehrin vicdanlı insanların himmetine sığınanlar, paraları bitince ne yapacaklar, nereye gidecekler.

Ülkemiz bir çok ilde açtığı Sığınmacı Çadırlarında koruyup kolladığı Suriyeli Mültecilere bakıyor. Resmi rakamlara göre sığınmacıların sayısı 200 bini geçti. Buu rakam resmi kamplarda kalanların sayısı. Bir de pasaportu ile gelenler var. Türkiye’nin neredeyse her vilayetinde, ilçesinde Hatay’ın belde ve köylerinde yaşayan Suriyeliler ülkemizde kaldıkları süre uzadıkça paniğe kapılıyorlar. Kırıkhan’da yaşayan yaklaşık 22 bin Suriyeli var. Çoluk, çocuk, genç, yaşlı. Kürt, Türkmen, Arap. Kimse onların etnik yapısını sorgulamıyor, dilini, ırkını, mezhebini merak etmiyor. Onları Suriyeli Mülteci olarak görüyor ve öyle davranıyor Kırıkhanlılar. Beş-on arkadaş bir araya gelip bir dernek çatısı altında toplandılar ve kolları sıvayarak uluslar arası boyutta yardımlara başladılar. Gecelerini, gündüzlerine katarak, adeta birilerine, bir yerlere yalvararak, yakararak güç birliğini sağladılar. Mübarek Ramazan ayında binlerce Mülteciye iftar yemeği verdiler. Binlerce aileye yardım paketlerini dağıttılar. Sağlık hizmetlerini organize ettiler. İlaç buldular. Ameliyatlar yapıldı, doğumlar yapıldı. Diş tedavileri sağlandı. Tüm bunlar “Allah Rızası için” ve “Helal” diyerek.

Sabır taşı çatladı. Gelenler hangi duygu ve düşünce ile ülkemize geldiklerini unutup “Sen ve Ben” kavgasına. “Bizden-Sizden” ayrımına başladılar. İçlerine sızan “muhabarat” ajanları, art niyetli çapulcular, dilenmeyi meslek ve ahlak edinenler. 5-6 yaşındaki çocuğunu dilendirenler.

Şam yakınlarında sarin gazı atılmış ve yüzlerce masum, çocuk, büyük, kadın, erkek ölmüş kimsenin umurunda değil. Avrupa ülkeleri saldıralım havasında. ABD Kongreden izin alma niyetinde. İngiltere meclisi hayır dedi. Fransa “bilmem ki?” havasında. Müslüman ülkeler sadece izliyor ve Arap Ligi sessiz.

Ülkemizin güneyinde, Ortadoğu’nun Akdeniz kıyısında 1948 tarihinde kurulan İsrail Devleti’nin Ahd-i Atik, Vadedilmiş Toprakları için Ortadoğu daha da karışacak. Suriye’de savaş sonrası yönetimi alacak gurup belli olsa Beşşar Esad’ın bugün hayatına son verilir. Esad sonrası Suriye’de iktidar kimin olacak İşte asıl soru bu.

Esad sonrası Suriye ne yazık ki tarihinin en büyük kaosunu yaşayacak. İktidar kavgası muhalifler arasındaki çatışmayı da beraberinde getirecek. Ürdün, Lübnan, Irak ve Türkiye’ye kaçan Suriyelilerin yeniden topraklarına dönüp barış içinde yaşamaları ise ne yazık ki mümkün görünmüyor. Suriye’de kalanlar, Can korkusuyla ülke dışına kaçanları yeni kurulacak Suriye’de acaba barındıracaklar mı? Pis bir savaşın, kirli bir isyanın sonucunda kirlenecek Suriye nasıl temizlenecek, nasıl kendi özüne yeniden dönecek…?

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Komşu’da Beklenen Kaos

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir