Şanlıurfa’da görev yapan gazeteciler, Hatay’a hayran kaldı. Roma İmparatorluğu’nun Roma ve İskenderiye’den sonra en büyük kentinde, özgün lezzetlerden tarih ve doğaya kadar, aradıkları her şeyi bulan Şanlıurfalı gazeteciler, Hatay’ın akıllarında künefe tadında bir kent olarak kaldığını söyledi.
Misafir gazetecilerin Hatay’daki ilk durağı Karlısu beldesi oldu. Hatay’ın saklı cenneti olarak tabir edilen Karlısu beldesinde yöresel kahvaltısıyla gezilerine başlayan gazeteciler, Harbiye beldesinde tabiat harikası şelalelerin önünde bol bol hatıra fotoğraf çektirdi.
Gazeteciler, hayran kaldıkları Hatay’dan ayrılırken duygu ve düşüncelerini paylaştı. A Haber Şanlıurfa Temsilcisi ve Muhabiri Mücahit Yolcu, “Hatay ve özelikle Antakya bende Şanlıurfa’nın tarihini canlandırdı. Tarihi Antakya evlerine şahit oldum. Ama belediyecilik anlamında daha çok işin olduğunu gördüm. Harika bir kent, nezih bir tabiatı var ama cevrede gördüğüm dağınıklık, moloz yığınları her tarafın çakır çukur olması bakımsızlığı beni şaşırttı. Umarız bir dahaki gelişimizde Antakya’yı daha düzenli bir kent olarak görürüz.”
Şanlıurfa Şafak Gazetesi sahibi İbrahim Cemil Ayhan ise Bankalar Caddesi’ndeki hoşgörü heykeline dikkat çekti. Yan tarafa açılmış iki avucun birinin içinde dünya diğer avucun boş olmasını garip karşıladığını dile getiren Ayhan, daha sonra o avuçta hazan, can ve ezanı sembolize eden bir simgenin olduğunu öğrenince “Buna gerek yok bence. Zaten burada halk hoş görü içinde yaşıyor. İllaki bir simge koymaya gerek var mı bilmiyorum. Bırakın halk kendi arasındaki hoş görüyü yaşatsın. Bunun için şehre heykel dikmenin anlamı yok.
