İnternet Geliştirme Kurulu Başkanı Özeren, sanal suçlar konusunda Türkiye’nin, ABD, Rusya ve Japonya dahil 47 ülkeyle işbirliği yapacağını bildirdi.
İnternet Geliştirme Kurulu Başkanı Serhat Özeren, ABD, Rusya ve Japonya’nın da aralarında bulunduğu 47 ülke ile sanal ortamda işlenen bankacılık dolandırıcılığı, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve çocuk pornosu gibi suçlara karşı adli yardım konusunda işbirliğine gidileceğini bildirdi.
Özeren, sanal suçlarla mücadele konusunda imzalanan Budapeşte Anlaşması ve kapsamı hakkında AA muhabirine bilgi verdi. Siber suçlarla mücadelenin bir ülkenin tek başına yapabileceği mücadele olmadığının altını çizen Özeren, şunları kaydetti:
“Siz bir saldırıya karşı çözüm bulmaya çalıştığınızda suçlular hemen alternatif bir yol bulabiliyor. Size gelen saldırılar sadece ülke içinden yapılan saldırılar değil. Bazı siber güvenlik olaylarında yaşanan saldırıların yüzde 90’ı yurt dışı kaynaklı. Oradaki ülkelerle de işbirliği içerisinde olunması gerekiyor. Bütün dünyanın karşı geldiği çocuk pornosu var. Türkiye çocuk pornosu üreten bir ülke değil ama yabancı ülkelerden yayın hizmeti alınıyor. Bu ülkelerle işbirliği yapılması lazım. Bu noktada AB İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun bir şekilde siber suçlarla bunların dağıtılmasını engelleyecek bir sözleşme imzalandı. Aslında bu bir AB siber suçlar anlaşması.”
TCK’da anlaşmaya uygun düzenlemeler yapılacak
Her ülkenin ahlaki ve suç unsuru sayılan değerlerinde farklılıklar olabildiğini hatırlatan Özeren, anlaşmada evrensel değerlerin temel kural olarak alındığını ifade etti.
Özeren, siber suç denilince 3 ana konunun ön plana çıktığını belirterek, bunlardan birinin çocuk pornosu olduğunu söyledi. Türk hukukunda bunun çocuk istismarı olarak geçtiğini ifade eden Özeren, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) istismarın yanına, çocuk pornosunun eklenmesi gerektiğini belirtti. Özeren, “Irkçılık konusu da TCK’da siber suçlar anlaşmasına uygun bir yapıda değilse buna ilişkin düzenleme yapılacak. Nefret suçu da bunun içerisine girecek. TCK’da nefret suçları, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve çocuk pornosu ile ilgili düzenleme yoksa bunun yapılması istenecek ve mutlaka bu düzenleme kanunda yer alacak. Bu üç suç da anlaşmayı imzalayan ülkeler tarafından kabul edilmiş durumda” dedi.
Özeren, tüm bu düzenlemeler yapılırken, ifade özgürlüğünün korunması konusunda da çok büyük hassasiyet taşındığını kaydetti.
Görüşmeler 2 yıldır sürüyor
Yabancı internet sitelerinin Türkiye’de ofis açması konusunda görüşmelerin 2 yıldır devam ettiğini belirten Özeren, “Daha önce Türkiye ile Twitter arasında bir ilişki yoktu. İnternet üzerinden vardı sadece. Bu tür ilişkileri yüz yüze yapmak daha sağlıklıdır. Türkiye’de 9 milyon üyesi olan bir kurumun en azından bir ofis açıp Türkiye’deki gerçeklere, hassasiyetlere önem vermesi lazım” diye konuştu.
Mahkemeler için öğretici oldu
Özeren, internet medyası ve sosyal medya ile ilgili hukuksal sorunların mahkemelere de çok şey öğrettiğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Mahkemeler neyi öğrendi? Bir anda bir siteyi kapatırken, mesela YouTube mahkeme kararıyla kapatıldı. Bunun kaç milyon kişiyi etkilediğini gördüler. Mesela Atatürk bizim bir hassasiyetimizdir. Bu konuda hakaret hiç düşünülecek bir şey değil. Mahkemeler bu konuda çaresiz kalamaz. Bunları da bizim mahkemelerimiz öğrendi. İhtisas mahkemeleri bu konuda en doğru çözüm. Bu konuda çok bilgili avukatlarımız yetişti. Sosyal medya ve internet kanununun oturması biraz zaman alacak.”
