7 Haziran 2015 Pazar günü yapılan genel seçimde, Türk seçmeni kibirli ve dışlayıcı politikaları ve yolsuzluk iddiaları nedeniyle AK Parti’yi cezalandırmıştır. AKP önceki genel seçime ve Cumhurbaşkanlığı seçimine göre yaklaşık 10 puan kaybetmiştir.
Ancak bunun kadar önemli olan ve hangi gerekçeyle olursa olsun, Cumhuriyet Halk Partisi’nin de oy kaybetmiş olmasıdır. Normalde, AKP iktidarda başarısız olduğuna göre, anamuhalefet partisi ve iktidar alternatifi olan CHP’nin oyunu yükseltmiş olması gerekmez miydi?
İktidar partisinin yüklü miktarda oy kaybettiği seçimde, alternatifi olan anamuhalefet partisinin de oy kaybetmesi ve buna karşılık küçük partilerin ciddi oranda oy artırmaları olağan karşılanamaz! Bu durum CHP açısından tehlike çanlarının çalmaya başladığını göstermektedir. CHP yönetiminin oturup, acilen durum değerlendirmesi yapması gerekmektedir.
Ne kadar eleştirilirse eleştirilsin, puan da kaybetse millet AK Parti’yi birinci parti yapmıştır. Bu bir gerçektir.
MHP, oy ve milletvekili sayısını artırmış, CHP aynı düzeyde kalmıştır. Dolayısıyla da, CHP’nin bekası ile ilgili bu sonuçlar, koalisyon ortaklığı çalışmalarından daha önemlidir. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun iktidar planı tutmamıştır. Maalesef 7 Haziran seçiminde Kılıçdaroğlu heyecan yaratamamıştır, iktidarı yakalayamamıştır. Başarıyı planlayamayanlar şimdilerde başarısızlığı planlamaktadır.
Liderlik takım kurmadadır. İyi insan yöneten lider olur. Kılıçdaroğlu seçim sürecini iyi yönetememiştir. CHP iktidar olamamıştır. Kılıçdaroğlu ‘başbakan’ olamayacaktır. Eldeki koalisyon Loto’sundan AKP-MHP ya da AKP-HDP birlikteliği çıkmıştır.
ERDOĞAN – BAYKAL GÖRÜŞMESİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal arasındaki görüşme ‘özel’ mi, yoksa ‘genel’ midir? Cumhurbaşkanı Erdoğan, kaset skandalı patladıktan sonra seçim medyalarında, “Bu onun özeli değil, genel bir ahlaksızlık bu!” şeklinde ağır sözler sarf eden değil midir? Şimdilerde hangi amaçla Baykal’ı arayarak ‘görüşelim’ dedi ve neden görüştüler? O meşhur kaset skandalından sonra nasıl göz göze gelebildiler? Nasıl yüz yüze gelip konuşabildiler? Yüz yüze geldiklerinde o sözler hiç mi akıllarına gelmemiştir?
Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açıklamalar koalisyon hazırlıkları açısından önemlidir, sakinleştiricidir. Ancak Baykal gibi CHP Genel Başkanlığı’ndan kaset skandalı ile gitmiş biriyle görüşmesi dikkat çekici olmuştur. Muhtemelen bu görüşme, CHP’nin içini karıştırmak için planlanmıştır.
Oysaki 7 Haziran seçiminde millet önemli mesajlar vermiştir. Bu mesajlar Türkiye’nin normalleşmesi, özgürlükler ve demokrasinin gelişmesi için bir fırsattır. AKP-CHP-MHP ve HDP liderleri bu fırsatı iyi değerlendirmeli ve kaçırmamalıdır!
25. DÖNEM MECLİS’İN YAPACAĞI İŞLER
Anayasamıza göre, yeni oluşan 25. Dönem Meclis, hükümet kurulması çalışmalarının sonuçlanmasını beklemeden de hür türlü yasayı çıkarmaya, karar almaya, komisyonlar kurmaya, kendisine verilen görevleri yapmaya yetkilidir.
Meclis, vatandaşın gerekli gördüğü değişikliklere acilen gitmelidir. Seçim barajı, Anayasa’da yer alan ‘temsilde adalet ve yönetimde istikrar’ ilkesine uygun olarak makul bir seviyeye indirilmeli ya da sıfırlanmalıdır. Partilerin, üyelerinin katılımıyla önseçim zorunlu olmalıdır ve bundan sonraki ilk genel seçimde uygulanmasının yolu açılmalıdır.
Derhal araştırma komisyonları kurularak AKP’nin yolsuzluk dosyaları incelenmeye alınıp sonuçlandırılmalıdır. Sayıştay raporları, Meclis gündemine alınmalı, hukuka aykırı işlemlerin hesabı sorulmalıdır. 25. Dönem Meclis’te, bu fırsat kaçırılmamalı, süreç acilen başlatılmalıdır. Yeni Meclis’te heyecan yaratılmalıdır. Yeni seçilen Meclis üyeleri, milletin vekili olduklarını ispatlamalıdır!
Ve Meclis’te dört yıl ülkeyi yönetmek iradesiyle bir koalisyon kurulmalıdır. Ülkenin çıkarı, şahsi ve parti çıkarlarının üstünde tutulmalıdır. Yoksa ekonomi, siyasi partiler de dâhil hepimizi ağır surette cezalandırır.
