featured

Suriyeli Sığınmacılar ve Sosyal Doku

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yaklaşık üç yıldır Suriye de yaşanan iç savaş nedeniyle milyonlarca Suriyeli çevre ülkelere sığınmak zorunda kaldı; evini, akrabalarını, malını, mülkünü, işini, ülkesini terk etti.

Fırın önlerinde ekmek sırası beklerken uçakların bombardımanına maruz kaldı,
Belki kendisine savaş açanlarla savaşacaktı ama elindeki tüfekle, tanka uçağa ne yapabilecekti,
Belki iç savaşta taraf olmak istememişti,

Suriye hapishanelerinde yapılan işkence yöntemlerinden birkaçını bilseniz insanlığınızdan utanırsınız. Savaşta işkence yaparken vicdanıyla baş başa kalmak istemeyen cellatların uyuşturucu kullanarak işkencede sınır tanımadığı..
Savaş hukukunun/ahlakının olmadığı bir savaşta sivillerin başına bomba düşerken, esirlere saatlerce işkence yapılarak öldürülürken, kadınlara kızlara tecavüz edilirken…

Ülkesini, malını, mülkünü, akrabasını terk ediyor insan ne olacağını bilmediği bir ülkeye sırf bu zulümden kaçmak için.
Buraya kadar her şey doğal olup bu göç hareketinin yönetilmesi şarttır. Bu minvalde ülkemizin Suriye/sığınmacı politikası iflas etmiştir.

Suriye’nin dünya üzerindeki konumu/dengesi hesap edilemediğinden Esad yönetiminin birkaç ayda devrileceği düşünülmüştür. Bu nedenle ülkemize gelecek sığınmacılar için yasal düzenleme, kayıt altına alma, altyapı, şehirlerimiz sosyal dokusu üzerine etki hesaplanmadan Suriye halkına yapılan davet ve biz büyük devletiz kimsenin yardımına dahi gerek yok hepsine bakarız anlayışı iflas etmiştir.

İç savaşın/göçün üçüncü yılındayız hala net yasal düzenlemeler yok, kayıt altına alma işlemleri geçte olsa başlamış ama bitirilememiştir. Kimi il ve ilçelerde nüfusun yarısı veya 1/3 oranında sığınmacı gelmiş ama belediyeler kaderleriyle baş başa bırakılmıştır.

Çadır kentlerde kalan sığınmacılara çok iyi bakılıyor ama kendi imkanlarıyla şehirlere yerleşenler ne yer ne içer kışı nasıl geçirir. Halkımız cömert paylaşımcıdır ama bir yere kadar. Bu durum sivil toplum kuruluşlarının sırtına yıkılamayacak kadar da ağır yüktür.

Hepsini bir kenara bırakacak olursak en zor ve önemli konu sosyal doku meselesidir. Sınır komşusu da olsa iki toplum arasında çok büyük kültürel fark bulunmaktadır. Bu iki kültürün kontrolsüz bir arada yaşamaya başlamasının çatışmalara yol açması kaçınılmaz olacaktır. Üç yıllık süreç savaş mağdurluğu nedeniyle birkaç mesele dışında sorunsuz geçti ama bundan sonra çatışmalara gebe süreç başlamış bulunuyor.

Savaşın uzaması, devletimizin esad yönetimle açıktan mücadelesi, işid gibi terör örgütlerin ortaya çıkması güvenliğimizi daha da zor duruma sokmuştur.

İç savaş nedeniyle oluşan göç hareketinin yönetilememesi nedeniyle şehirlerimiz şer güçlerin kullanabileceği provokasyona/eyleme/teröre açık hale gelmiştir. Bu saatten sonra ülkemizde esad’ın yapacağı bir terör eylemi rahatlıkla işid’in üzerine atılabilir. İşid ise yaptığı bir terör eylemiyle Türkiye’yi tehdit etmeye devam edilebilir (rehine sürecinde olduğu gibi).

Sosyal dokunun kırılgan bir sürece girdiği bu dönemde büyük bir akıl devreye girip göçü/sorunu köklü şekilde yönetmeli. Bürokratlara bu iş bırakılmamalı.
Ey bağımsız üniversiteler bugün size iş düşmez de ne zaman düşer! deyip haftaya devam temennisiyle

Kalın sağlıcakla
Not: İyi ki hayad var bu konuların hepsine iki yılı aşkın süredir kendi çapında kafa yormakta.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Suriyeli Sığınmacılar ve Sosyal Doku

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. teşekkürler ismet abi
    ne yazık ki derme çatma sığınmacı politikası izlenmekte
    kesinlikle devlet politikası oluşturulmalı..
    3 yıldır oluşmamış bundan sonra da zor görünüyor
    veya iyice olaylar çıkacak ondan sonra bu işe kafa yoracaklar

    Cevapla
  2. sAYIN sAİT BEY KARDEŞİM ÇOK GÜZEL VE GÜNCEL BİR KONUYA GİRMİŞSİN. iSABETLİ TESPİTLERİNDE ÇOK GÜZEL. ANCAK BU HÜKÜMET KİMSEYİ DİNLEMİYOR. ÜNİVERSİTE VEYA BÜRORATIN YAPACAĞI BU KDAR BU KONU DEVLET POLİTİKASI OLMALI. AKSİ HALDE İLERİDE TEDAVİSİ ZOR SONUÇLARIN OLABİLECEĞİ DÖNEME GİRİYORUZ. SANKİ. TETBİR ALMAK LAZIM. YİNEDE SİZLERE HAYADA VE ÇALIŞANLARINA BURADAN SONSUZ TEŞEKKÜR EDİYORUM.

    Cevapla