Sever, Tarım Eğitiminin Başlangıcının 168. yılı dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamasında, artık Ziraat Fakülteleri´nin açılmasının önüne geçilmesi gerektiğini belirterek, “İşsizlik sorununun giderilebilmesi için, yeni Ziraat Fakültelerinin açılması mutlaka durdurulmalıdır. Ziraat Fakültelerine alınacak öğrenci sayıları yeniden gözden geçirilmeli, kontenjanlar Ziraat Mühendislerinin istihdam olanaklarına uygun hale getirilmelidir.” dedi.
SEKTÖRLERİN BAŞINDA GELİYOR
Açıklamasında, “Tarım ülkemiz ekonomisinin temel sektörüdür.” diyen Sever şöyle devam etti: “Toplumumuzun gıda, giyim, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan, büyük istihdam oluşturan, sanayimize hammadde sağlayan, önemli ölçüde ihracat ürünü yetiştiren ve ülkeye döviz kazandıran sektörlerin başında gelmektedir. Yani sanayinin bir lokomotifidir. Tarımda başarı; çağdaş, yenilenebilir, doğayı bozmayan, çevreyi koruyan, sürdürülebilir tarım teknikleri kullanarak, ürünün nitelik ve niceliğinin artırılması ile ülkeler arası gelişmişlik farklarını ortadan kaldıracak politikalar izlenmesine bağlıdır.”
TARIMIN SORUNLARI ÇÖZÜLMELİ
“Tarımdaki sorunların çözülmesi ülkedeki sorunların da çözüleceği anlamı taşır. “Toplumun sağlıklı geleceği, ekonominin sağlıklı gelişimi ve insan odaklı bir kalkınma için, öncelikle tarımın yeri doğru anlaşılmalıdır. Tarımın yalnızca köyde yaşayan yüzde 30‘luk bir nüfusun, ekonomiden yüzde 11 dolayında pay alan bir sektörün sorunu olmadığı kavranmalıdır. Tarımın, nüfus payıyla, istihdam gücüyle, sanayiye hammadde üretimi rolüyle, iç ticaretin temel dinamiği niteliğiyle, ihracattaki önemli yeriyle ve çok daha önemlisi yetmiş beş milyonu geçen ve hızla büyüyen toplumumuzun aş ve ekmeğini üreterek taşıdığı yaşamsal misyonuyla, ekonomimizin tümünün sorunu olduğunun bilincine varmak durumundayız.”
ÇABA GÖSTERECEĞİZ
“Bütün bu nedenlerle tarımın sorunları çözülmeden Türkiye‘nin sorunlarının çözülemeyeceğini anlamak zorundayız. Ülke topraklarının karşılıklılık ilkesi arkasına gizlenilerek, yabancı sermaye guruplarına tarım, sanayi, konut ve turizm amacı ile satma anlayışına son verilmelidir. 5403 sayılı Toprak Koruma Kanunlu ile il’Ierimiz de kurulan Toprak Koruma Kurulları daha gerçekçi ve planla ilişkili çalışma yapan, kurul üyeleri kamu yerine toprağı koruyabilecek ve bizden sonraki nesillere bırakacağımız bu emanete sahip çıkan üyelerden oluşturulmalıdır.Üniversite kurulda mutlaka görev almalıdır. Ziraat Mühendisleri Odası olarak bunun her türlü platformda oluşması için çaba göstereceğimizi aksine ise karşı duracağımız bilinmelidir.”
REÇETE BELLİDİR
“Tarımdaki sorunların reçetesi bellidir. Ziraat Mühendisleri Odası olarak, bu ülkenin doğal kaynaklarını rant kapısı görenlerin rahat etmemeleri için elinden gelen her türlü çalışmayı ortaya koyacaktır. Türkiye‘nin siyaset alanından beklediği şey, IMF ve Dünya Bankası reçetelerinin Türkiye‘yi çökerten yapısına artık teşekkür edilerek değil milli politikalar üretmesiyle tarıma yön vermesini görmesidir.”
GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak TMMOB’a bağlı tüm Odaların işlevsizleştirilmesi konusunda çıkarılan “Torba Yasasına” mesleğimiz ve örgütümüzün geleceği için karşıyız. Bizler herkes için özgür, karnı tok ve mutlu şekilde yaşanabilir bir ülke ve dünya isteyen, her zaman insandan, emekten, barıştan, laik, demokratik, sosyal hukuk devletinden ve ulusal bağımsızlıktan yana olan Ziraat Mühendisleri odası olarak diyoruz ki;” Tarım yaşamdır, kaderine terk edilemez. Dün olduğu gibi bugün ve yarın da geleceğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz”.
