featured

Anılarının Önünde Eğiliyoruz

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gazeteci yazar Uğur Mumcu’nun ölümünün 21. yıldönümünde nedeniyle bir açıklama yapan Kuran, “Hiç hak etmedikleri acı sonlarla aramızdan ayrılan demokrasi adına, barış adına, aydınlanma adına hayatlarını hiçe sayan kaybettiğimiz tüm aydınlarımızı rahmet, minnet ve özlemle anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.” dedi.

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Hatay Şubesi Başkanı Yrd.Doç.Dr. Kezban Kuran, bundan 21 yıl önce bombalı bir suikasta kurban giden gazeteci yazar Uğur Mumcu’nun  Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu ve bir cumhuriyet çocuğu olduğunu söyledi.

Mumcu’nun kalemini kimsenin hatırı için kullanmadığını belirten Kuran, “O araştıran sorgulayan bir gazeteciydi. Söyledikleri ve yazdıkları hep, nesnel belgelere dayanıyordu. Uğur Mumcu onurla, dimdik, ödünsüzce sürdürdüğü yaşamı boyunca, Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşesinden daha çok özgürlük, daha çok demokrasi için, demokrasinin önündeki engelleri kaldırmak için, aldığı tüm tehditlere rağmen yılmadan, korkmadan yazmaya devam etti.” dedi.

BÜTÜN TOPLUMA YAPILMIŞ SAYILIR

Kuran, Uğur Mumcu’nun ölümünün 21. yıldönümü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada şöyle devam etti: “Sevgili Uğur Mumcu, 9 Aralık 1974 yılında Yeni Ortam Gazetesinde yazdığı bir yazısında şöyle diyordu. “Demokratik toplumlarda bir kişiye yapılan haksızlık bütün topluma karşı yapılmış sayılır. Bu bilinç yerleşmedikçe haksızlıkların adaletsizliklerin önüne geçmeye olanak bulunamaz. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesi toplumun bütün bireylerini sarar ve birçok insan adam sen de bencilliği ve bireyciliğiyle yetişir.

ÇOCUKLARINI DAMI DÜŞÜNMÜYORSUN?

Herkes kendi küçük dünyasının kabuklarında, sessiz sedasız yaşamayı hüner sayar. Sen mi kurtaracaksın gibi sorularla kavgadan gürültüden uzak tutulmak, günlük yaşamın mutluluk zırhlarıyla sarılıp sarmalanmak hiçbir yasanın suç saymadığı ve birçok insanın da küçük görmediği bir yaşam biçimi olarak belirir. Beni düşünmüyorsan çocuklarını da mı düşünmüyorsun? gibi duygusal tepkilerin gözdağlarıyla sıkıştırılmış sorumluluk duygularının sınırladığı insanlar, aşamalarında bir başka mutsuzluğun gölgeleri ile boğuşup dururlar öylece.

KENDİ KİŞİLİĞİNİN KATİLİ OLMAK DA GÜÇ İŞTİR

Düşündüklerini bir kez bile yüksek sesle söyleyememiş, öfkesini karşısındakinin yüzüne bir kez bile söylememiş, öfkesini karşısındakinin yüzüne bir kez bile haykırmamış bir insanın bilinç ve duygu dünyasında doğan girdaplar belki de sabah akşam boğmuştur bu kişiliğini. Kendi kişiliğinin katili olmak da güç iştir basbayağı. Susmak, susmak hep susmak. Konuşmamak, konuşmamak. Üstlenilen görev budur bütün yaşam boyunca. İnsanları saran küçük çemberler büyüye büyüye demokrasinin boynuna bir halka gibi geçer.

HERKES DİRENÇLİ OLSA İŞLER KOLAYLAŞIR

Suskunluk kural, konuşmak ve eleştirmek de kural dışı olur bir süre sonra. Bir kişiye yapılan haksızlığı her insan yüreğinde ve bilincinde duymalıdır bütün ağırlığınca. Bu sorumluluk bilinci kurulmamışsa her yeni haksızlık bir “kader” gibi benimsenir bütün toplumda. Oysa ne yoksulluk ne de haksızlık “kader” değildir. Yoksulluğun ve haksızlığın nedenleri vardır. Bunları birer birer saptayıp toplumun önünde haykırmak gerekiyor. Toplumdaki her insandan beklenen bu da değildir aslında bakarsınız. Herkes, kendi görevinin sınırları içinde dirençli olabilse bir ölçüde kolaylaşır işler.

AYNI ÇARKLAR İNSANI ÖĞÜTÜR

Yargıçsınız: Önünüzdeki sanığın suçsuz olduğunu biliyorsunuz. Fakat emir almışsınız. Mahkûm ederseniz bile bile. Doktorsunuz, Önünüze işkence evlerinden getirilen bir hasta çıkardılar. Verilen emirlere uyar sahte raporlar düzenlersiniz. Memursunuz, amirsiniz, bir altınızdaki memurun sicilini bozmak için verilen emirleri körü körüne yerine getirirsiniz. Belki sivilsiniz. Terfi bekliyorsunuzdur. Belki de albaysınız, generallik sırasındasınız. Hemen bozarsınız sicilleri. Başkalarının mutsuzluğu üzerine kendi mutluluğunuzu kurmak istersiniz. Kimler gelir, kimler geçer böylece. Aynı çarklar insanı öğütür.

DÖNME DOLAP GİBİDİR YAŞAM

Dönme dolap gibidir yaşam. Bakarsınız yüksektesiniz, bir bakarsınız inmişsinizdir o yüksek yerlerden. Geriye sadece insanın kişiliği ve onuru kalmıştır. Onuru daha yükseklere sıçrayabilmek için bir “pey akçesi” olarak sürenler eninde sonunda bir insanlık yıkıntısı, bir “enkaz” olarak kalırlar belleklerde. Yirminci yüzyılda uygarca direnişin adıdır “medeni cesaret.” Bu konuda çok zengin değil toplumumuz. Bir kaplumbağa gibi yaşamayı, bir sürüngen gibi beslenmeyi, bir yılan gibi beslenmeyi, bir “yılan” gibi yükseklere tırmanmayı hüner saymışız yıllarca. Sorumluluk pınarlarından, bilinç çeşmelerinden gürül gürül akan kişilikleri, köhneleşmiş yasaların kıskacı altında yaşatmayı tek çıkar yol bilmişiz yıllarca.

DEMOKRASİNİN TEK GÜVENCESİ

Karanlıklarla beslenen korkuları, bir tel örgü, bir dikenli tel gibi sarmışız dört bir yanımıza. Yüreksizliğin özrünü bir parça da kendi küçücük dünyalarımızın mutluluğuna sığınarak gidermek istemişiz. Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenmiş bir suçtur. Bu bilinci paylaşmak ve bu sorumluluğu yerleştirmek zorundayız. Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci, özgürlüğün de, demokrasinin de tek güvencesidir. Bu güvence sağlanmadıkça, demokrasinin temeline bir tek taş bile konmuş olamaz. Unutmayalım ki “cesur bir kez, korkak bin kez ölür.” Önemli olan, insanın böyle bir toplumda bir “mezar taşı” gibi suskunluk simgesi olmamasıdır.”

DÜZELEN HİÇBİR ŞEY YOK

“Bu yazısında adeta içinde yaşadığımız olayları ve insanların içinde bulunduğu psikolojik yapıyı anlatıyordu o güzel ve dürüst insan. Ne yazık ki Ülkemizin gündeminde düzelen hiç bir şey yok. Bizleri aydınlatmak için verdiğin uğraş boşa çıkmayacak… Uğurlar olsun yüreği vatan ve insan sevgisiyle dolu insan, uğurlar olsun. Seni hiç unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız. Hiç hak etmedikleri acı sonlarla aramızdan ayrılan demokrasi adına, barış adına, aydınlanma adına hayatlarını hiçe sayan kaybettiğimiz tüm aydınlarımızı rahmet, minnet ve özlemle anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Anılarının Önünde Eğiliyoruz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir