Bütün bir gün yemek yemediğiniz için, sofradaki bütün börekleri, köfteleri, tatlıları doğal olarak hızlı bir şekilde yemek isteyebilirsiniz. “Bu elbette anlaşılır bir durum” diyor Beslenme Uzmanı ve Park Sima Zayıflama Klinikleri yöneticisi Gülşen Altın ve şöyle devam ediyor: “Ama şunu unutmayın ki, mide doyduğunu, aldığınız ilk lokmadan 20 dakika sonra beyninize iletir. Bu yüzden tabağınıza önce çorba, sebze gibi hafif lezzetlerden küçük porsiyonlar alarak başlayın ve mutlaka yavaş yemeye çalışın. Hatta yavaş yemeyi Ramazan süresince alışkanlık haline getirin.
SERDA KIVILCIM – BUGÜN GAZETESİ
SİNDİRİM DE BOZULUR
Hızlı yemek yerseniz hem ne yediğinizi anlamayacak ve gereksiz yere daha çok yiyecek hem de az çiğnediğiniz için sindirim problemlerine davetiye çıkaracaksınız. Bu da kısa sürede hızlı kilo almanıza yol açabilir. Oysa yavaş yemek sağlıklı olduğu kadar gereksiz kilo alımını da önler.” İşte Gülşen Altın’dan altın değerinde Ramazan önerileri…
KİLO ALMAK İSTEMİYORSANIZ…
Sahurda sadece su içerek niyetlenmenin veya gece kalkmamak için yiyip yatmanın son derece zararlı olduğunu bilmek gerek. Bu kadar uzun süre aç kalmak ise metabolizmayı yavaşlatır ve dolayısıyla Ramazan ayının özellikle ikinci yarısından itibaren kilo artışına neden olur. Sahurun sabah kahvaltınız olduğunu düşünün. Hem metabolizmanızın düzgün çalışması, hem de günü zinde geçirmek için sahuru asla atlamayın.
BEYNE İLK SİNYALİ ÇORBA İLE GÖNDERİN
Günün ilk öğünü olan iftarı, küçük bir kase çorba ile açmak, peynir, zeytin gibi gibi basit yiyeceklerle başlamak, ana yemeğe ise kısa bir aradan sonra geçmek sağlığın korunması açısından son derece önemli. Beynimize kısa bir sürede doygunluk sinyali gönderen çorba, bu yüzden başlangıç için doğru bir seçim.
Ayrıca, uzun süre boş kalan midenin bir anda fazla yemekle doldurulması, mide ve kalp sorunlarını tetikleyebilir. Bunu önlemek için çorba dahil her şeyi az ve yavaş yemeğe dikkat etmek çok önemli.
İFTAR SONRASI 30 DAKİKA YÜRÜYÜŞ
Her akşam iftardan sonra mutlaka 30 dakika kadar yürüyüş yapın. Yürüyüş sadece metabolizmanıza yardım etmekle kalmaz, bedeninizle birlikte zihninizin de dinç kalmasına yardım eder. Bununla beraber, çok ağır bir yemek yediyseniz kan, kaslarınızdan ziyade sindirim sisteminize gitmeyi tercih edecektir.
Bu yüzden yemekten hemen sonra yürüyüşe çıkmak yanlış olabilir. Siz en iyisi yemekten 1 – 2 saat sonra yürüyüşe çıkın hem yediklerinizin hazmedilmesine yardımcı olur hem de fazla kalorilerin eritilmesine…
TATLI İFTARDAN 2 SAAT SONRA
İftar saatlerinde, düşük kan şekerini yükseltmek için tatlı yemek adetten olmuş. Fakat bu büyük hata. İftarı 3 tane hurma veya 120 ml kadar taze sıkılmış meyve suyu ile açmak, düşmüş kan şekerinizi normal düzeye getirmek için yeterli. Bu sizin enerjinizi de yükseltir. İftardan sonra yiyeceğiniz ağır tatlılar ise kan şekerinizde daha büyük dengesizliklere sebep olur. Bu da yeme duygusunu tetikleyeceği için kısa sürede kilo artışına sebebiyet verir. Canınız çok tatlı isterse, yemekten 2 saat sonra ara öğün olarak, hafif sütlü tatlılar tercih edebilirsiniz. O da ancak hafta da 2 kez…
KEÇİ PEYNİRİ ÇOK FAYDALI
Keçiler dağlarda otlar ve besinlerini özenle seçer. Yeni filizlenen dallar ve taze otlarla beslendiği için, keçiler yüksek oranda süt üretir. Ayrıca keçi peyniri bakteri barındırmadığı için son derece sağlıklıdır ve kolesterolü de artırmaz. Besin değeri son derece yüksek olduğu halde, kalori değeri de bir o kadar düşüktür ve bu yüzden sahurun en faydalı besinidir.
HAMUR İŞİNE YULAF KEPEĞİ TAKVİYESİ
Canınız hamur işi isterse, yağsız çörek otlu, bol maydanozlu gözleme veya hafif sebzeli börek sizin için en doğru tercihler olacaktır. Böreklerinizin harcına ekleyeceğiniz 1-2 kaşık yulaf kepeği ise yağları hapsederek, vücudunuzdan atılmasını hızlandıracaktır. Yine börek harcına ekleyeceğiniz 1 kaşık keten tohumu vücudunuzun yağ yakımını hızlandırması bakımdan doğru bir uygulama. Keten tohumunu salatalarınıza da ekleyebilirsiniz.
PROTEİN DENGESİ VE SULU SEBZELER
Gün içinde çabuk acıkmamak için sahurda yumurta, süt, yoğurt gibi protein içeriği yüksek besinlere yer verin. Basit karbonhidratlardan, ağır ve yağlı yemeklerden uzak durun.Su yönünden zengin domates, salatalık, sulu meyveler, lifli tahıl ürünleri ile birleşince, mükemmel
bir sahur sofrası oluşturur. Uzun süre tok tutar.
SAHURDA VİTAMİN DESTEĞİ
Ramazan ayının yaz aylarına denk gelmesi ve iftar vaktinin çok geç saatlerde olması nedeniyle oruç tutan bazı bireylerin artan ihtiyaçlarını sadece yiyeceklerle karşılaması mümkün olmayabilir. Bu durumda yaz sıcakları ve orucun enerjinizi azaltmaması için suyla birlikte efervesan multivitamin mineral kombinasyonları sahurda 1 bardak suyla daha enerjik ve sağlıklı olmanıza katkıda bulunabilir. Fakat böyle bir destek almadan önce mutlaka beslenme uzmanınıza ya da doktorunuza danışmalısınız.
LEZZETİ BAHARATLARLA ARTIRIN
Ramazan sofraları çeşit bakımından olduğu kadar kalori yönünden de zengin yiyeceklerle doludur. Yağlı etler, kızartmalar, pilavlar, dolmalar, börekler… Bütün bunları bir arada yemek, normal zamanlar için bile sakıncalı. Oysa iftar sofralarını birkaç küçük değişiklikle çok daha sağlıklı ve hafif bir hale getirmek mümkün.
Öncelikle kızartmayı ve yağlı etleri bir kenara koyalım, tavuğun derisini de mutlaka ayıralım. Eti ve sebzeleri de kızartmak yerine ızgarada pişirmek, haşlamasını ya da buğulamasını yapmak çok daha sağlıklı. Izgaraların, haşlama ve buğulamaların lezzetini ise çeşitli baharatlar ve yoğurtla artırabilirsiniz.
KAHVERENGİ PİRİNÇ KURU BAKLAGİLLER
Sahur saatlerinde sofranızda lif oranı yüksek besinlerin miktarını artırın. Tam tahıllı ekmekler, tam buğday unundan yapılmış makarnalar, kahverengi pirinç, kuru baklagiller, yulaf, sebze ve posalı meyveler lif bakımından zengin gıdalardır.
BOL SU VE MEYVE SUYU
Vücudunuz gün boyu susuzluk çekmemesi için, iftarla sahur arasında içebildiğiniz kadar sıvı tüketmeye önem verin. Çoğunluğu su olmak üzere, en az 8-10 bardak su, taze sıkılmış meyve suyu, gerçek maden suyu ve serinletilmiş bitki çayı içmek çok önemli. Bütün bunlar ertesi gün için vücudunuzun sıvı seviyelerini ayarlamasına yardımcı olacaktır.
BAŞ AĞRILARINA KARŞI KAFEİNDEN UZAK DURMALI
Oruç dönemindeki baş ağrıları, kafein veya tütün yoksunluğu, uykusuzluk, su kaybı veya açlıktan kaynaklı olabilir. Gün sonuna doğru baş ağrıları en kötü halini alır.Bunu engellemek iftar ve sahur arasındaki kahve ve sigara tüketimini mümkün olduğunca azaltmak gerekir. Kafeinsiz kahve ve bitki çaylarını tercih edin. Şekeri de minimuma indirmek ve ona karşılık sıvı tüketimini artırmak en çok daha yararlı olacaktır.