1930 Antalya doğumlu, İzmir’den evlenip orada yaşayan, diş hekimliğinden emekli olup, Türk İstiklâl Harbi tarihi üzerine yoğunlaşan Sayın Erdoğan Sorguç tarafından hazırlanan ve yayınlanan ” “İlk Kurşun”un Seyir Defteri 1918-2014 Kamu ve Medya desteği ile bir “Efsane”nin inşası” adlı kitabın birinci baskısı Şubat 2014 tarihinde İzmir’de yapılmış olup, 295 sayfadır. Yazar Sayın Erdoğan Sorguç tarafından benim de içinde olduğum Hatay’dan bazı kişilere imzalı olarak gönderdiği kitap iki ana bölüm; A) “İlk Kurşun”un seyir Defteri 1918-2014 Kamu ve Medya desteği ile bir “Efsane”nin inşası, B) Ek: Yok Sayılan İstiklâl Harbi Komutanları halindedir. Birinci bölüm on bölümden oluşmaktadır. 1) 1918-1922 İşgal Dönemi, 2) 1922-1938 Atatürk Dönemi, 3) 1938-1950 İnönü Dönemi, 4) 1950-1960 Demokrat Parti Dönemi, 5) 1960-1970 Dönemi, 6) 1970-1980 Dönemi, 7) 1980-1990 Dönemi, 8) 1990-2000 Dönemi, 9) 2000-2010 Dönemi, 10) 2010-2014 Dönemi.
Dörtyol’un Çökek yaylasında Sayın Kadir Aslan’ın organizesi, Dörtyol eski Belediye Başkanlarından Sayın Mehmet Ocak’ın ev sahipliğinde bazı yazar, şair ve dostlar buluşmamızda bu konu ve bu kitap üzerine fikir alış verişinde de bulunmuştuk. Milli Mücadele’de ilk kurşunun Dörtyol’da atıldığının kamuoyuna anlatılması ve kabul görmesi için neler yapabiliriz diye düşüncelerimizi ifade etmiştik.
Milli Mücadele’de İlk Kurşun’un İzmir’de değil de Hatay Dörtyol’da atılması üzerine daha önce Sayın Mehmet Tekin ve Sayın Kadir Aslan’ın araştırmaları ve kitapları bulunmaktadır. ” “İlk Kurşun”un Seyir Defteri 1918-2014” adlı bu kitabın Hatay dışından İzmir’den birisinin yazması konuyu daha da dikkat çekici hale getirmektedir.
Yazar Sayın Erdoğan Sorguç, Kitabın Sunuş yazısında Milli Mücadele’de ilk kurşun olayı ve kitap hakkında şu bilgileri veriyor: “Bugün, ülkemizde hangi kişi, kurum ve kuruluşa: “Milli Mücadele’de ilk kurşun ne zaman, nerede ve kim tarafından atılmıştır?” diye sorsanız, size: “15 Mayıs 1919’da İzmir’de gazeteci Hasan Tahsin tarafından Yunan askerlerine atılmıştır” diye cevap verenlerin çoğunluğu oluşturduğunu, “19 Aralık 1918’de Dörtyol-Karakese’de Mehmet Kara ve silah arkadaşları tarafından Fransız askerlerine atılmıştır” diye cevap verenlerin de azınlıkta kaldığını görürsünüz.
Esasında, işgal döneminde yayınlanan gazeteler ve tanzim edilen resmi raporlarda, harp ceridelerinde, yurt içi ve yurt dışı bütün arşiv belgelerinde, görgü tanıklarının ifadelerinde, işgal dönemini yaşayanların ve İstiklâl Harbi komutanlarının hâtıralarında, güvenilir pek çok yazarın eserlerinde ve en önemlisi Genelkurmay Başkanlığı yayınlarında Hasan Tahsin’in böyle bir eylemine rastlanmazken, bunun çoğunluk tarafından neden gerçekmiş gibi kabul gördüğünü soranlar olabilir.
Eğer, İzmir Konak meydanında dikili ve üzerinde ‘İlk Kurşun’ yazılı Hasan Tahsin heykeli dönemin Cumhurbaşkanı tarafından devlet töreniyle açılmışsa,
Eğer, Cumhurbaşkanları, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Başbakanlar, her 15 Mayıs’ta Hasan Tahsin ve ilk kurşun için mesaj yayınlıyorlarsa,
Eğer, her 15 Mayıs’ta Devletin İzmir Valileri, TSK’nın Ege Ordu ve Garnizon Komutanları yakın zamana kadar üzerinde ‘İlk Kurşun’ yazılı Hasan Tahsin heykeline çelenk koyduktan sonra, karşısına geçip heykeli saygı ile selamlamışlarsa,
………
Ve eğer, yazılı ve görsel medya ile kamu kurum ve kuruluşları başta olmak üzere siyasi partiler, üniversiteler, belediyeler, vakıflar, dernekler, sivil toplum kuruluşları, paneller, konferanslar, yarışmalar, cadde, vergi dairesi isimleri, okul ders kitapları dahil, aklınıza daha ne geliyorsa ve hepsinde karşınıza hep gazeteci Hasan Tahsin ve ilk kurşun çıkıyorsa; bu durum karşısında, çoğunluğun verdiği cevabın yadırganmaması gerektiğini düşünüyoruz.
Tespitlerimize göre Hasan Tahsin ve ilk kurşun iddiası ilk defa gündeme Rahmi Apak, ders kitaplarına da Enver Behnan Şapolyo tarafından taşınmıştır. Böyle mesneti ve belgesi olmayan bir iddianın gündeme geldiği ve daha önemlisi okul kitaplarına taşındığı tarihe kadar, İzmir’in işgali günü Yunan askerleri tarafından şehit edilen yüzlerce Türk insanından biri olarak bilinen Hasan Tahsin, yıllar sonra bu defa el birliği ile “Milli Mücadele’nin ilk kurşununu atan” bir gazeteci olarak sahneye çıkarılmıştır.
Bütün bu söylediklerimize bir açıklık getirebilmek gayesiyle, Millî Mücadele’de ilk kurşunun 1918’de Dörtyol-Karakese’de atılışından 2014’de kadar geçen 96 yıllık süreyi kronolojik tarih sırasına göre, on dönem halinde, bütün yönleriyle araştırıp mercek altına almaya çalıştık. 1918-1922 işgal döneminden başlayarak 2010-2014 dönemine kadar yüzlerce kitap, dergi, gazete, tören, toplantı, televizyon, internet ve benzerlerinde Hasan Tahsin ve ilk kurşun hakkında olumlu, olumsuz yazılan, söylenen ve uygulanan ne varsa hepsine ulaşmaya gayret ettik. Bütün bu bilgiler, bugüne kadar bir kitap halinde topluma yansıtılmadığı için, herkes bir karşılaştırma imkânı bulamamış, hep tek taraflı okuduklarına inanmıştır.
İster meslekî, ister siyasî, ister sosyal nedenlerle, ne derseniz deyiniz, İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin başlattığı bir kampanya sonucunda, kamu ve medya desteği ile Hasan Tahsin’in 1974 yılında İzmir, Konak meydanına üzerinde ‘İlk Kurşun’ yazılı bir heykeli dikilmiştir.
Dörtyol gerçeğinin basında ilk defa Hatay “Kırıkhan Gazetesi”nde Araştırmacı-Yazar Mehmet Tekin tarafından 1984’de dile getirilmesinin ardından, Hatay’lı Eğitimci Kadir Aslan’ın uzun yıllar Millî Micadele’de atılan ilk kurşun üzerine yaptığı bilimsel araştırmalar sonuç vermiş ve Hatay Valiliği’nin Genelkurmay Başkanlığı’na yaptığı müracaat sonrası, Anadolu’yu işgale başlayan düşmana karşı İlk Direniş’in 19 Aralık 1918’de Dörtyol-Karakese’de yapıldığı, daha önceki yayınına paralel olarak Genelkurmay Başkanlığı tarafından 1992’de resmen belgelenmiştir. Buna rağmen, hâlâ İlk Direniş’in Dörtyol’da değil de, İzmir’de yapıldığını öne sürmenin, en azından Türk İstiklâl Harbi tarihini inkâr etmekle eşdeğer olduğunu düşünmekten kendimizi alamıyoruz.”
Yazar Sayın Erdoğan Sorguç, Millî Mücadele’de ilk kurşunun 15 Mayıs 1919’da İzmir’de gazeteci Hasan Tahsin tarafından Yunan askerlerine atılmadığını, 19 Aralık 1918’de Dörtyol-Karakese’de Mehmet Kara tarafından Fransız askerlerine atıldığını geniş bir arşiv taraması ile gözler önüne sermektedir. Böyle bir çalışmayı yapmasından dolayı Sayın Erdoğan Sorguç’u bir Hataylı olarak yürekten kutluyorum. İlgili, sorumlu ve yetkili kişilerce bu kitabın çok iyi okunması ve gereğinin yapılması gerektiğini düşünüyorum.
