featured

Sonra durdu ve bana; “Kefen istiyoruz” dedi

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Suriyeli bir yazarın ülkesini anlatan yazısı Abdulvahap Yıldırım ümmetin Suriye sınavını yazdı..

Kardeşim, Suriye bir sınav kağıdı ümmetin önünde, isteyen bu kağıdı doldurur teslim eder isteyen ise buruşturup atar.

Ne çok ölüm var coğrafyamda.. Ne çok acı. Yahu kaç anne daha evladının cansız bedenine sarılıp göz yaşı dökecek? Kaç evlat daha anne diye ağlayacak? Kaç baba yitip gidecek… Şerefimiz, namusumuz daha ne kadar çiğnenecek? Daha ne kadar Peygambere dokunulacak? Bilmiyorum, bunu düşünmek bile istemiyorum. Bir kurtuluş yolu arıyorum bazen ama nafile.

Kime neyi anlatacağım ki? Bak kardeşim ölüyoruz, öldürülüyoruz ve öldürüyoruz. Birimize mazlum dediler, bir diğerimize asî, bir diğerine ise harici. Evet, ölen biziz öldüren biz. Suriye’den bahsediyorum, ölümlerin sadece rakamsal değer olduğu Suriye. Unutulan, göz yumulan, sırt dönülen Suriye. Ne çektin be Suriye, Ümmetin sessizliğinden ne çektin.

Bunca sessizliğe, ihanete ve fitneye rağmen 5 yılını doldurdu Halep’in çocuklarının zalime olan isyanı. İsyan hem de ne isyan. Canlarıyla, mallarıyla, isyan gibi isyan.

Ne yiğitler çıktı, ne yiğitler can verdi, can aldı. Ne yiğit analar çıktı “Bir değil beş oğlumda feda olsun” diye haykıran. Ne çocuklar çıktı, aç olan karınlarına rağmen zalimin gönderdiği yemekleri reddeden, açlığı ile ders veren..

Beyler, böylesi bir isyana şahit olmak her kula nasip olmaz. Bu isyanı tribünden izlemek ise hiç olmaz, bize yakışmaz. Bak Halep sana gelmiş.. Komşun olmuş, el uzatmış. Gayrı uzat elini, okşa yetimin başını, sahiplen. Ensar ol. Yaşadığı mahalleye bomba düşen ve kaldırıldığı hastanede muayene için kesilmesi gerekilen eşofmanının, kesilmemesi için ağlayan kız çocuğu için ensar ol.

Evet, kardeşim, bastıramadıkları bu şerefli isyanı fitne ile bitirmeye çalıştılar. Ama Humus’ta gördüler, döktükleri fitne tohumunun yeşermediğini. Kuruyup gittiğini.

Öyleyse bize ne oluyor? Rahat yataklarımızdaki bizlere ne oluyor? Halep’te, Humus’ta yeşermeyen fitne tohumu burada nasıl meyve verecek hale geliyor? Bu ağaç neden taşlanmıyor?

Bu isyan ümmetin izzeti, şerefi ve namusu.

Saygı duyun, inanın ve sahiplenin.

Savaşın 3.yılında Suriye’deydim, orada insanlarla görüşüp ihtiyaç listeleri hazırlıyordum. Halep’ten çok sevdiğim bir ağabey ile bir araya gelmiştim, bana ihtiyaçlarını söylüyordu, bende hızlıca yazmaya çalışıyordum, liste uzayıp gitti. Sonra durdu ve bana; “Kefen istiyoruz” dedi. Yazarken çok zorlanmıştım. Belki de yazdığım en ağır şeydi.

Ölüleri için bizden kefen isteyen bu yiğitlere sırt dönüp görmezden gelene veyl olsun. Veyl olsun direnişe fitne bulaştırana. Veyl olsun siyasi çıkar peşinde koşanlara. Veyl olsun İran’a, Hizbullah’a. Veyl olsun susanlara.

Kardeşim, Suriye bir sınav kağıdı ümmetin önünde, isteyen bu kağıdı doldurur teslim eder isteyen ise buruşturup atar.

Vesselam…

GENCÖNCÜ

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Sonra durdu ve bana; “Kefen istiyoruz” dedi

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir