featured

Ve Keşif Sona Erdi

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yazı: Kemal DÜZ

Çok duygusal bir başlık. Görünce içim burkuldu. Hatay Keşif -Aylık Kültür ve Keşif – Dergisi, Aralık 2014 tarihli 90`ncı sayısı kapağına; mütevazi, usulca sessiz ve mahcup bir edayla: ”…ve keşif sona erdi.” başlığını atmış. Dergi okuyucularına bu sayı ile veda etmiş. Derginin ilk sayısını elime aldığım anı çok iyi hatırlıyorum. Vasi Köse`nin dergileri getirirken ki heyacanını unutamıyorum. Dergi hiç ara vermeden tam 90 ay yayınlandı. Sevildi, beğenildi, okundu. Her ayın ilk haftasında bir sanat sevdalısı Vasi Köse, bir taksi ile İskenderun`a getirirdi dergileri. Çok heyacanlı olurdu, bir an önce dağıtmak okuyucuyla buluşturmak isterdi. Dergiyi okumak için sabırsızca bekleyenler vardı. Vasi Bey, Hatay`ın 57000 km yolunu kimi zaman adım adım kimi zaman araba ile kimi zaman koşarak gezdi, dolaştı yazdı: Bazen derginin yazarlarıyla, çoğu zamanda tek başına. En son sayıda Burnaz`da günbatımında güneşi işaret eden Vasi Köse`yi Mehmet Tanrıverdi fotoğrafa almış ve derginin son kapağı yapmış. Sonra derginin kurucusu ve sahibi kadirşinas Erol İğde ile tanıştık. Dergi`de yaklaşık bir yıl yazdım. İskenderun`la ilgili kültür sanat yazılarımız oldu. Dört yıldan fazla derginin tanıtımını satışına katkı yapmaya çalıştık.

Sonra İstanbul`a geldik. İstanbul`da derginin nasılda büyük bir çaba ve çalışmanın ürünü olduğunu gördüm. Derginin yayın yönetmeni Mehmet Tanrıverdi`nin canla başla dergiyi zamanında çıkarmak için ne büyük özveride bulunduğunu gördüm. Hatay dergisi sadece Hatay`dan değil ülkenin her yerinden takip ediliyordu. Ancak her güzel şeyin de bir başlangıcı bir sonu olduğu gibi dergi de yayınına ara verdi… demek istiyorum. Umarız ilerde kaldığı yerden Hatay`ı tanıtmaya devam eder. Dergi başka dergilere de öncülük etti, örmek oldu. En önemlisi de “Antakya Yemekleri” kitabının çıkmasına vesile oldu. Yemek kitabına katkı verenleri burada anmak isterim. Fatma Kocabaş İğde, Nuray Tanrıverdi, Suna Karataş, Ahmet Çağıldak ve Mehmet Tanrıverdi, ortak bir çabanın ürünü olarak yemek kitabını hazırladılar. Dergide yazılarını gördüklerimizin hepsini yazmak mümkün değil, ancak bazı isimleri buraya almak istiyorum. En başta, Mustafa Kaçar (Editör), Vasi Köse (Yayın Koordinatörü), Mehmet Tanrıverdi(Yayın Yönetmeni), Erol İgde (Sahibi), M. Adil Çetin, Bilge Gülben Gülgeç, İsmail Zubari ve pek çok değerli yazar ve fotoğraf sanatçısı..

Dergi fotoğraf sanatının gelişmesine, gezi ve seyahat kültürüne, özellikle Hatay`ın tanıtımına büyük katkı yaptı. Hiç olmazsa dergi internet ortamında varlığını sürdürmeli. Burada şunu da ifade etmek isterim ki; Hatay`ın Tarihi de çok önemlidir. Tarihini ortaya çıkaracak araştırmacılara olduğu gibi, araştırılan konuları paylaşmak için bir Tarih dergisine de ihtiyaç vardır. Hatay Tarihi, bugün yeterince bilinmemektedir. Özellikle 1918- 1939 yılları kapsayan döneme ait hiç bir bilgi yok gibidir. Adeta bu yirmi yıllık süre sırlarıyla bilinemezlikleriyle unutulup gitmektedir. Hatay`ın Tarihi araştırmaya ve yayınlanmaya muhtaçdır. Erol Bey`in derginin sürdürülmesi için yaptığı çabaları buraya yazmak durumunda değilim, ancak Mustafa

Kaçar`ın dergideki veda yazısından bir bölümünü buraya almak istiyorum:

“…ilk sayımızdan itibaren sürekli takipçilerimiz, vefakâr ve fedakâr abonelerimiz, asıl bizim varlık sebebimiz sizlersiniz. Zira kültür insanlar içindir. Biz ne kendimizi ispat etmek, ne maddi kazanç elde etmek, ne unvan ne şan-şöhret için, ne de bastırılmış sıla özlemini tatmin için bu dergiyi çıkardık. Biz bu dergiyi insan kültür mirası ve yeni kazanımlarının tanınması noktasında insanlık kültürünün gelişmesine katkıda bulunmak için bu fedakarlığı gerçekleştirdik.. İltifat görmedik; zaten beklemiyorduk. Ka`ale alınmadık; hiç önemsenmedik. Yardım ve destek görmedik; zaten ihtiyacımız yoktu. Bir mucize beklemedik, zira insanın kendisinin mucizevi olduğuna inandık. Ama kendimizi de öz eleştiriden bağımsız düşünmedik ve bizler eleştiriye açık olmanın ne demek olduğunu bütün çıplaklığıyla bilincinde insanlar olarak Hatay Kreşif Dergimiz`in artık kurumlaşma ve bilimsel araştırmalarda referans gösterilen bir derginin her yönüyle Hatay`a ait bir süreli yayın olarak hayatını devam etmesi gerektiğinin de farkındaydık (…….)

Şimdi bir zaman tüneli olsa geriye dönüp yaptıklarımızı görme imkanımız olsa biz müsterihiz, eserimize bakıyoruz ve gülümsüyoruz. Ve kendimize “iyi ki bunu yapmışız” diyoruz. Ümid edilir ki, ileride bu dergiye yeteri kar ilgi göstermeyen Hataylılar “keşke” demesinler. Kimbilir? Belki bir gün yeniden görüşmek umuduyla… Hoşçakalın.”

Dergi 2015 yılından sonra yayınlanır mı, bilmemiz mümkün değil, Ancak dergi Hatay`ın tarihine, kültür mirasına sahip çıktı. Vasi Köse`nin iyi güçlü bir kalem olduğunu biliyorduk, iyi bir şair olduğunu da yine dergi sayesinde öğrendik. Vasi Bey`in, eşi Nuriye Hanım`a ithaf ettiği geçen yıl yayınlanan “Şiirce” isimli kitabından aşağıya aldığım şiiri, günümüz şairlerinin şiirlerine taş çıkaracak güzelliktedir. Ve bence yılın şiiridir. Yeryüzünde yaşanılan gerçekliği yalın bir dille gözler önüne seriyor.

YERYÜZÜ KAN REVAN ŞİMDİ

Gün batar, karanlıktır, kahrolurum.

Gün doğar aydınlanır

Kürenin karanlık yüzü, sevinirim.

Karanfiller yaprak döker, gül döker

Yağmur bir bulut gibi iner gözlerime

Ölürüm

Işık söner, dökülür aydınlığa sokaklara

Yeryüzü utanır

Ağıtlar tükenir

Yeter demeye dilim varmıyor, utanıyorum

Bir “insan”değil yerlerdeki paramparça

Bir umut, bir haykırış, bir çığlıktır

Karanlıkları parçalayan.

O şimdi omuzlarda da değil

Yüreklerimizde kan kırmızı karanfiller

Ve solgun bir yağmurdur dökülür toprağa.

“Gidenler, birer birer dönecek biliyorum”

Kinimiz bir çığ gibi büyüyende…

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Ve Keşif Sona Erdi

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir