Akdeniz Kültür Ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mevlüd Oruç Yaptığı Basın açıklamasında ilimizi ilgilendiren konularda basın açıklaması yaptı. Oruç açıklamasında İlimizin ve ilçemizin karar alma sürecinde halk yok dedi. Oruç açıklamasının devamında şöyle devam etti.
“Samandağ- Antakya istikametinde Samandağ çıkışında “HATAY 24” ve Tavla yol çatı mıntıkasında “HATAY 10” yazan Karayolları Mesafe levhaları var. Bu levhaları görünce insan kendini sanki Hatay dışına çıkmışta tekrar geri dönüyor sevincini bedavadan yaşıyor yani. Samandağ ve Defne ilçelerini Hatay’dan ayırdıysanız haberimiz olsun da bizi şaşırtmayın yani. Antakya ismine antipatiniz olsa dahi resmi ve fiili olarak Antakya’nın adı Antakya’dır. Bu durumda Samandağ Antakya yolunda mesafe levhasına “HATAY 24” yazılmaz, ANTAKYA 24 yazılmalıdır.
YARI/SEÇİLMİŞLER ATANMIŞLAR
Belediye başkanı, Meclis üyeliği ve Milletvekili adayları Ankara’dan belirlendiği için bunlara yarı atamış diyelim. Zaten ülkemizin demokrasisi de yarım kaldı. İlimiz, İlçemiz ve yaşantımız ile ilgili kararları Tam Atanmışlar (Vali, Kaymakam, müdür vb) ve Yarım Atanmışlar (Milletvekili, Belediye Başkanı, Belediye meclisi) alıyor. Karar alma sürecinde halk yok. Dört- beş yılda seçimlerde fazla oy almak demokrasi için yeterli değildir. Halkın iradesini örgütlemek ve kararlara, icraatlara yansıtmak gerekiyor.
SAMANDAĞ KENT KONSEYİ
Bu alanda Samandağ ilçemizde “Kent Konseyinin” oluşturulması çağrısı yapıyorum. Sen- Ben- Bizim oğlan konseyi değil gerçek anlamda demokrasi konseyi İlçemizin en acil ihtiyacıdır. Samandağ Belediyesi Kent Konseyini oluşturmak için muhalif-yandaş ayrımı yapmadan Odalara, Sendikalara, STK, Aydınlar, Muhtarlar, Parti Başkanlarına çağrı yapmasını öneriyorum. Gündemlerle ilgili farklı düşünsek dahi Etkilenmeye, Etkilemeye, Düşünce alışverişine uygun bir atmosfer yaratmak demokrasi kültürüdür. Samandağ ilçesi bütün dinamikleri kapsayacak demokrasi konseyini toplayıp yürütebilecek olgunluğa sahip bir ilçe olduğuna inanıyorum. Yandaş- muhalif aynı organda diyalog içinde olmanın ilçemize yararı olacaktır. Kent Konseyinde yer almak itirazlara, gerektiğinde her konuda gösteriler, yürüyüşler ve açıklamalar yapmaya engel değil.
GÜLÜMSEYEN MÜLKİ İDARE TERCİHİMİZDİR.
Bu ilçede çok gösteri ve yürüyüşün düzenleniyor olması mülki idarenin yakınma konusu olamaz. Konuşan, yazan, ifade eden toplumlar sağlıklı toplumlardır. Muhtarlar kimse tarafından atanmaz, bağımsız olarak seçime girer ve kazanırlar. Ülkemizdeki tam seçilmişler olan muhtarlarımız tehdit edilmeyi değil empati, destek ve saygıyı hak ediyor. Mülki idare devlet insan içindir anlayışından ayrılmamalıdır. Yıkmayı, kırmayı, üzmeyi değil yapmayı, yapılandırmayı, tebessüm etmeyi denemelidir.
SABIK VALİ UTKU BEY
Hatay Büyük Şehir Belediyesi(HBB) Meclisi ve Başkanı Eski Hatay valisi Utku Acun’a Şehrimizin Hemşehrilik Berat’ını vermesinin ikna edici açıklanmaya ihtiyacı var. Hatay da uzun süre ( 6 yıl) görev yapmak yeterli bir gerekçe olmasa gerek. Toplumda farklı düşüncelerin bulunduğu konularda HBB Başkanı Lütfü Savaş ve meclisi sadece kendi adına konuşabilir. Utku Bey “Çalıştığı 6 yıllık dönemde tartışmasız herkesin sevgisini ve saygısını” kazanamadı maalesef. İlimiz o dönemde tarım, turizm, ticaret, sanayi, istihdam vb sektörlerde atılım yaptı da haberimiz mi yok? İlimizin sabık valisi Utku Acun Okullara, parklara, iş hanlarına kendisinin ve eşinin ismini vermek dışında ne büyük hizmetleri olduğunu ödülü verenler açıklasın da bilelim.“İnsan Aklı Nisyan ile Malul” olduğundan hatırlatmakta fayda görüyoruz.
MGK TOPLANTILRINA KATILAN İLK VALİ
MGK toplantılarına Vali olarak katılıp Hatay ile ilgili raporlar verildiğini, Hatay ilimize olumsuz anlamda Özel Statülü İl, Olağanüstü Hal vb yapılmasının gündeme geldiğini hatırlıyoruz. Provokasyon olduğu daha sonra ortaya çıkan Seldiren katliamı bu dönemde yapıldı. Katliamda öldürülen emekçileri rahmetle anıyoruz. Katliamın Hatay da koruculuk ve silah dağıtımına gerekçe sunmak için yapıldığı kanaati hâsıl oldu. Devlet içinde kümelenmiş ve devlet yetkisini kullanan Kontrgerilla, JİTEM, Mafya adlı gayri meşru örgütlenmelerin Mehmet Latifeci ve Babası Yahya Latifecinin evlerine baskın yapılarak katledilmesi bu dönemde yaşandı. Anıları mücadelemizde yaşıyor. Eski Vali Utku Acun bu siyasi katliamı örtbas edebilmek amacı ile Aile kavgası olarak yansıtmak için elinden geleni yapmış ve yanıltıcı birçok açıklamalar yapmıştır. Ülkemizde okuma olanağı bulamayan ve komşu ülke Suriye’de üniversite okuyan gençlerin denklikleri Vali Utku Acun döneminde iptal edilmiştir. Çok sayıda gencin üniversite hayali elinden alınmış ve mağdur edilmiştir.
ALEVİLERİN MALI HELAL DEĞİL
“Hataylı Aleviler Suriye’den para alıp toprak satın alıyor” vb yalan, yanlış, Ahlaksız, Provakatif, ısmarlama haberler ulusal basında yayınlanmaya başlandı. Ve hemen ardından Alevi vatandaşlarımızın mülklerine yönelik tapu iptal davalarının aynı döneme rastladığını hatırlıyoruz. Yani önce kılıfı hazırladılar sonra vatandaşı mağdur eden icraatı yaptılar. Şaho davası Tapu mağdurları yıllar süren mücadeleler sonunda yargı yolu ile hakları olan tapularına kavuştular. Kıyı kenar çizgisini Alevi mıntıkasında rekor seviyede genişleterek daha çok Alevi vatandaşı mülksüzleştirme sonucunu veren davalar aynı dönemde açılmaya başlandı. Daha önce çizilmiş olan birçok Kıyı Kenar Çizgileri ( KKÇ) yok farz edilerek Alevi vatandaş aleyhine hep yeniden genişletilerek Alevileri mülksüzleştirme büyütülmüştür. Derin devletzade Kıyı Kenar Çizgisi mağdurları da eninde sonunda mülklerinin iptal edilen tapularına kavuşacaktır.
ÇİLLER- AĞAR- ACUN ÜÇGENİ
Şimdiki zamanda ifadeye çağrılan eski Başbakan Tansu Çiller ve mahkûm olan eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın Hatay’daki Valisinin döneminde Ülkemizin
ve ilimizin yaşadığı olağan üstü dönemin önyargılarının Hatay ilinde vatandaşta yarattığı mağduriyeti telafi edelim. Doğa ve Vatandaş hakları dengesi gözetilerek KKÇ makul genişlikte yeniden çizilmelidir. Ayrıca Kıyı Kenar Çizgisi imar yasağı vb sınırlamalar getirebilir ama mülksüzleştirmeye yol açmamalıdır. Bağımsız ve bağlantısız Yargı vatandaşın alın teri ile elde ettiği mülkünün tapusunu iade edeceğine inancımızı koruyoruz.
