featured

Kelebek Etkisi ve Türkiye’nin geleceği

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İnsan yaşamı bir yandan uzun ve hiç bitmeyecek gibi. Bir yandan dönüp bakınca ne zaman geçti bu 40 yıllık ömür dedirtecek kadar kısa…

Bir ağacın altında serinleyen yolcu misali gibi göz açıp kapatana kadar hızla geçen bir zaman dilimi…

Bugünün Türkiye’sine bakıyoruz. Son bir yılda her şey ne kadar da hızlı oluyor dedirtecek, akla hayale gelmeyecek köklü değişimler yaşanıyor.

Öyle önemli hadiseler yaşanıyor ki. Uçak düşürülüyor, Rusya ile savaşın eşiğine geliniyor. Terör, azdıkça azıyor terör şehitleri binlere ulaşıyor. Ülkenin başbakanı bir günde ani bir kararla değişiyor.

Ülkede darbe kalkışması yaşanıyor. Çok sayıda şehit veriliyor. Ülke büyük bir kaosa sürükleniyor.  Akabinde suçluların cezalandırılması süreci ivedilikle başlıyor. Binlerce asker, hâkim, savcı, öğretmen, memur görevinden uzaklaştırılıyor. Çok sayıda işadamı tutuklanıyor, tüm mal varlığına el konuluyor. Dünün dostları bugün büyük düşman oluyor.

Türkiye, kadim dostu(!) Amerika’dan uzaklaşıyor. Yakın zamanda uçak krizinden sonra büyük sıkıntıların yaşandığı Rusya ile yakınlaşıyor.

Aramızın olağanüstü açık durumda olduğu Suriye tarafında ise bugün bir savaşın işaret fişekleri olan harekât ile uyanıyoruz. Suriye semalarında Türk savaş uçaklarını izliyoruz. Ordumuz Işid’i bombalıyor. Zımnen Suriye’ye destek sağlıyoruz. Yeri değil ama söylemeden geçemeyeceğiz. Saadet Partisi tam beş yıl önce barış için mücadele verilsin, Suriye’de savaş olmasın” demişti. Maalesef sesini çok da fazla duyuramadı. Hatta tepki gördü. Haklılığı ise ancak bugün anlaşılabildi.

Gelelim tekrar asıl konumuza. Baş döndürücü gelişmeler oluyor. Dedik ya bir asırda yaşanacak hadiseler son bir yıl içinde yaşanıyor. Neler, niçin, nasıl yaşanıyor? Yaşananların iç yüzü nedir? Kim ne yapmak istiyor? Kim iyi kim kötü? İyinin iyiliği nerede başlıyor? Kötünün kötülüğü nerede başlayıp nerede bitiyor? Tahmin etmek imkânsız.

Ortada net bir gerçek var. Ülke gündemini işgal eden tüm hadiselerin ve bu hadiselere verilen küçük ya da büyük tepkinin bu ülkenin geleceği açısından taşıdığı büyük önem…

Bugün halkın tercihi, kimi desteleyeceği, kimin yanında olacağı önemli. İnsan değerlidir. Her vatandaşımız bir kıymettir, fikri saygıya değerdir. Tek bir parti mensuplarının değil tüm vatandaşların fikrine değer verip dinlemek gerekir. Durum böyle iken yöneticilerin ve yetki sahibi kimselerin halkı dinledikten sonra ortaya koyacakları tercihleri, eylemleri, daha da önemlidir.

Bu hızlı gündem bana Edward N. Lorenz’in meşhur “Kaos Teorisi”ni hatırlattı. Onun teorisi özetle şu örnekle meşhur olmuştur. Amazon ormanlarında bir kelebeğin kanat çırpması ABD’de fırtına kopmasına veya dünyanın bir yarısını dolaşabilecek bir kasırganın oluşmasına neden olabilir. Burada bir tartışma açmak veya bu teorinin dinen gerçekliğini değerlendirmek niyetinde değiliz. Vurgulamak istediğimiz şey başka. Şöyle ki “Kelebek etkisi” tabiri bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük bir değişimin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabileceğini ifade etmektedir.

İşte bizim savunduğumuz teori de bu: Bir yılda bu ülke, bir asırlık felaketlerle, problemlerle karşı karşıya kaldı.  Bir asırlık hadiselerin yaşandığı bu sene içerisinde atılan her adım, alınan her karar “kelebek etkisi” oluşturacaktır. Bu ülkenin bir yıl değil belki bir asırlık geleceğini şekillendirecek adımlar bugün atılmaktadır.

Bugünlerin, ülkemiz adına ne kadar önemli olduğunu, bu ülkede yaşayan dinini, vatanını seven her bir birey idrak etmelidir. Halk kimin yanında duracağına, kiminle olacağına doğru karar vermelidir.

Yönetim kademesi de bugün alacağı kararların ülke geleceği adına ne kadar büyük sonuçlar doğuracağını bir kez daha hatırlamalıdır. Pimi çekilmiş bomba gibi bu ülke topraklarına göz dikmiş şer güçlerin varlığını unutmamalıdır.

Yönetim dirençli olmalı, ülkeyi etkileyecek, görünüşte küçük ama hakikatte büyük adımları atmadan tekrar tekrar aklı selim ile durum değerlendirmesi yapmalıdır.

Sözümüz o ki; şu anda kelebek kanatlarına hakim olamayanlar, çıkacak kasırgalar karşısında ülke adına ne yapabilecekler, asıl merak konusu da bu.

Zaman kıymetlidir. Kararlar belirleyicidir. Unutmayalım ki dünya tarihini değiştiren büyük lider Peygamberimizin 14 asır devam eden, insanları cahiliyeden asrı saadete taşıyan risalet dönemi topu topu 23 sene sürmüştür. Ama onun aydınlatıcılığı, kıyamete kadar devam edecektir. Bu başarıda nirengi noktası ondaki samimiyet, ihlâs ve her zaman hakkın yanında yer almasıdır. Bu ilke bugünün yöneticilerine de bundan sonrakiere de gösterilebilecek en büyük idealdir.

Ne mutlu bu ilke ölçüsünde yaşayanlara. Ne mutlu yarın dönüp arkasına baktığında “keşke” demeyecek olanlara…

Yazı: Dr Necmettin Çalışkan

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Kelebek Etkisi ve Türkiye’nin geleceği

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir