Toplumsal anlayışın eğitim ile değişeceğine hiç şüphe yoktur. Eğitimli bireyler, kız ve erkek çocuklarına eşit şekilde davrandığı müddetçe yetişecek yeni nesiller toplumsal cinsiyet eşitliği prensibini benimseyerek, ayrımcılığın ortadan kalkmasını sağlayacak ve medeni bir toplum inşa edeceklerdir. Resmi kurumların ve sivil toplum örgütlerinin bu sorumluluğu tüm yönleri ile üstlenmesi şüphesiz çok önemlidir. Ancak unutulmaması gereken, toplumun her bir bireyinin, birbirine saygı çerçevesinde yaşaması gerekliliğini öğrenmesi ve bunu hayatın ön koşulu yapmasıdır. Bu ne kadar uzun zaman alırsa alsın, özlenen eşitlikçi, sağduyulu, akılcı ve birbirinin yaşam hakkına saygılı bireylerden oluşan topluluk yapısına er geç ulaşacaktır.
Şiddetin her türünün normalleşmeye başladığı ve özellikle kadına yönelik şiddet konusunda duyarsızlaşan toplumumuzda, üzüntü verici olayların artarak devam etmesinin kadınların “güvenli” geleceği hakkındaki kaygılarını arttırdığını belirtmek isteriz, 2013 yılının Aralık ayında Dokuz Eylül Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışan değerli meslektaşımız Serpil Erfındık’ın boşandığı eşi tarafından bıçaklanarak öldürülmesi, tüm akademik camiayı hüzne boğmuştur. Acısını tüm kalbimizde hissettiğimiz merhume Serpil Erfındık’a ve çeşitli şekillerde öldürülen kadınlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına da baş sağlığı dileriz.
Bu acı durum, gün geçtikçe azılması gereken şiddetin, çözümsüzlükle yoğrulup büyüyen toplumsal bir soruna dönüştüğünün açık göstergesidir. Bu konuda yapılan akademik faaliyetler, sorunun çözümü için yeterli gelmemekte, özellikle siyasilerin ve hukukçuların toplumun genelinin dikkatini çekebilecek bir farkındalık çalışmasıyla duyarlılık yaratarak şiddet konusunda kalıcı çözümler üretmesi gerekmektedir. Sonuç olarak binyıllardır süregelen toplumsal cinsiyet rolleri devletin ve toplumun tüm kurumlarıyla interdisipliner çalışmalar yapılarak yeniden tanımlanmalı ve sürdürülebilirliğin sağlanması için kalıcı önlemler alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki kadına karşı şiddet bir insan hakları ihlâlidir.