featured

Rüzgar Enerji Santralleri ile Doğa-Yaşam-Tarım ve Yaşam alanlarımız paneli gerçekleşti

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Samandağ Evvel Temmuz Festivali Kapsamında “Rüzgar Enerji Santralleri ile Doğa – turizm – tarım ve yaşam alanlarımız” konulu panel Samandağ Belediyesi hizmet binası toplantı salonunda saat 12.00’de gerçekleşti. 2 saat süren panel yoğun ilgi gördü.  Panele konuşmacı olarak Av. Mehmet Horuș,Prof.Dr. Müberra  Koşar  katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise Samandağ Belediye Meclis Üyesi ve Skd yöneticisi  Ecz. Adil Nural  gerçekleştirdi.

Samandağ Belediye Başkanvekili Berna Kaplan, Samandağ CHP ilçe Başkanı İbrahim Aydoğan,Samandağ Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Yıldız,Alevi Din Önderleri  Zülfikar Çiftçi,Süleyman Okur, Ender Dağ,Aziz Kuh , sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

NURAL:”İNSAN YAŞAMINA ZARAR VEREBİLECEK NİTELİKTE OLAN ENERJİ PROJELERİNE KARŞIYIZ”

Meclis Üyesi ecz. Adil Nural :” Konumuz enerji santralleri yaşam alanlarımız enerji kaynakları elbette temiz, yenilenebilir olmalı insan yaşamına zarar verecek nitelikte olmamalı. Bu anlamda rüzgâr enerji santralleri ve güneş enerji santralleri diğer enerji üretim odaklarında çok daha önde tercih edilebilmesi gerektiğini biz her seferinde ifade ettik. 2010 yılında bize gelen bilgiye göre 1993 yılında turizm bölgesi ilan edilen Samandağ kıyı bandının içine iki sıra şeklinde rüzgar enerji santrallerinin kurulacağını gördük bununla da kalmadılar turizm bölgesi ilan edilen ilçemizin turizm alanlarına yaşam alanlarımıza kadar sokulmuştur rüzgar enerji santralleri o zaman durumun ciddiyetini biraz daha anladık. 2010 yılında Samandağ Kalkındırma Derneği’nin öncülüğünde Yaşam Alanlarına Sahip Çık platformu kurduk ilk etapta rüzgâr enerji santrallerinin kurulacağı mahallelerde toplantılar yapıldı bu bilgilendirme toplantılarından sonra anayasanın 63. Maddesi kültürel dokunun korunmasını ister, Teke başı direnişi bu 63. Maddeyi hatırlatır nitelikteydi. . 63. Maddeyi hatırlatır nitelikteydi ve çok iyi bir sonuçla aslında bu enerji santrallerinin böylesi alanlara konumlandırılmasıyla ilgili girişimi birazcık ötelemiş oldu. Geri dönüşümü olmayacak bir yola girmeden yaşam alanlarımızdan turizm alanlarımızda böylesi doğal zenginliklerimizin olduğu yerlerde rüzgâr enerjisi santrallerinin kurulmasının yaratacağı sancıları konuşuyor olacağız.”dedi.

  1. MEHMET HORUŞ:”ENERJİ PROJELERİYLE TOPRAKLARIMIZ  ENDÜSTRİYEL İSTİLAYA AÇILIYOR”

Akkuyu,Cerratepe  davalarının Avukatı  Mehmet Horuş, konuşmasında enerji ihtiyacının sonsuz bir ihtiyaç olmadığını belirtti. Türkiye’nin enerjiye ihtiyacı olmadığını ve enerji hususunda ülkede arz fazlası olduğunu söyledi. Sektör temsilcileri ve kamu kurumlarının arz fazlasını kabul ettiğini vurguladı. Son ağacı kesene kadar, her ırmağın başına Hes kurmanın, her rüzgâr esen yere, durmadan santral kurmanın doğru olmadığını belirtti. Kötü evler yapıldığını ve enerji ihtiyacının bu sayede arttırdığını söyledi. Enerji krizinin dünyanın sonunu getirecek bir düzeye geldiğini belirtti. Reslerin alternatif enerji olduğunu ve temiz enerji diye bir şeyin doğru olmadığını söyledi. Her enerji üretiminin mutlaka doğada bir etki yaptığını ifade etti. İzmir Karaburun ilçesinin yüzde 70’nin rüzgâr tarlası olduğunu belirtti. Bir yaşam alanının bir eko sistemin bu şekilde yok edildiğini söyledi. Enerji projeleriyle bu alanların endüstriyel istilaya açıldığını vurguladı. St.Simon manastırının görüntüsünü bozacak bir pervanenin dikilmesinin doğru olmadığını söyledi. St. Simonun görüntüsünü bozan rüzgar enerji santralinin yıkılması gerektiğini ifade etti.

Prof.Dr.Müberra Koşar,Hatay’ın bitki çeşitliliği yönünde  yönünden çok zengin  topraklara sahip olduğunu belirterek ,rüzgar enerji santrallerinin  bu çeşitliliğe zarar verdiğini ifade etti.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Rüzgar Enerji Santralleri ile Doğa-Yaşam-Tarım ve Yaşam alanlarımız paneli gerçekleşti

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir