Yakın ve uzak tarihimiz, cenaze törenlerinin siyasi gösterilere dönüştürüldüğü örneklerle dolu…
Üzücü bir durum!
Ölüm, en sevimsiz gerçekliğimiz. Beklenmeyen ölümler ise çok can yakıcı. Yaşayanlar bilirler.
Cenazelere hürmet, kültürümüzde çok önemli. Hatta insanımız, normalde göstermediği saygı ve sükuneti cenaze törenleri süresince gösterir. Öyle ki, yas süresince giyimin renginden, ses tonuna kadar her şeye dikkat edilir. En kaba insanlar bile, cenazenin yazılı olmayan bu kurallarına titizlikle riayet ederler.
Bir kaza veya cinayet sonrasında kendisini kontrol edemeyen cenaze yakınlarını anlayışla karşılamak, onların taşkınlık ve hakaretlerini görmezden gelerek yatışmaları için çaba göstermek kültürümüzün hoş tarafları.
Küs olanlar bile, dargınlıklarını bir tarafa bırakıp cenaze yakınlarının yanlarına koşarlar.
Biz böyle bir toplumuz. Veya böyle idik. Yavaş yavaş bizi biz yapan özellikleri kaybediyoruz sanki.
Bu yazının yazılma sebebi, Soma’da yaşanan facianın politik bir istismara dönüştürülmek istenmesine duyulan tepkidir.
Kim ne derse desin, Soma’da bu kadar insanın kaybı bir cinayettir ve hesabı sorulmalıdır.
Hesabın nasıl sorulacağı da çok açık…
Acısı olanların hakaret ve taşkınlıklarını anlayışla karşılamak gerekiyor. Lakin bunun da bir sınırı yok mu?
Bir ülkenin Başbakanını “linç” etmeye kalkmak, acısı olanların yapacakları bir şey mi? Öyle bile olsa bu doğru mu? Veya buna izin verilir mi?
Her cenazede birileri linç edilirse ve bu “acı”sı olanların normal davranışları olarak görülürse, bu işin sonu nereye varır?
Beklenmeyen ölümler zordur. Hele birilerinin ihmaliyle meydan gelen ölümler, normal ölüm değil cinayettir. Sorumlulardan hesap sormak şart ama bu hesap sorma hukuk yoluyla yapılmalı.
Soma’da birilerinin sağa – sola saldırmaları cenaze istismarından başka bir şey değil.
Bütün bunlara ilaveten, bir müşavirin bir vatandaşı, nedeni ne olursa olsun tekmelemesi asla kabul edilemez. Bu davranışı da kınıyor, ”tekme” sahibinden hesap sorulmasını bekliyoruz.
Adli sürecin kısa sürede tamamlanıp, sorumlulara gereken cezaların verilmesi çok çok önemli. Geride kalanların da mağdur edilmemeleri lazım.
301 ölüm…..0 (rakamla), sıfır (yazıyla) İSTİFA….
Bunu hangi vicdanla açıklarsın sevgili Ayan Hocam ?