featured

Keşif-İlham-Rüya ve Yeni Müfredat Programı

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Keramet-ilham- rüya- keşif- rabıta gibi kavramlar tasavvufun belkemiğini oluşturur. Her şeyhin mutlaka kerameti vardır. Kerametsiz şeyh olmaz.

Şeyh, bilgiyi keşif, ilham ve rüyalar yoluyla direkt olarak Peygamberden veya Allah’tan alır. Bundan dolayı bu bilgi zanni değil kesindir.

Birçok büyük mutasavvıf, kitaplarının kaynağı olarak rüyalarını gösterir. Onlara göre rüya- keşif ve ilham yoluyla elde edilen bilgi dolaylı değil doğrudan bilgidir ve kesindir.

Doğrudan bilgi edinmek Allah ile kurulan irtibatın sürekliliği anlamına gelmektedir. Kısaca şeyhin söyledikleri kendi görüşleri olmayıp ilahi bilgilerdir.

**

15 Temmuz Darbesinin failleri, emrin Allah’tan geldiğine inanan bir gurup meczuptu.

Bu meczup gurup, klasik tasavvuf geleneğinin siyasetten uzak durma hassasiyetini görmezden gelerek devleti ele geçirmek için bütün varlıklarını ortaya koymuşlardır.

Zira emir büyük yerden, hatta en büyük yerden geliyordu…

**

Devleti idare edenler nihayet günümüz tarikatlarının gerçek yüzlerini gördüler.

Evet günümüz tarikatlarının büyük çoğunluğu gerçek amacından sapmış dünyevi saltanat ve dünyalık peşinde koşan cahil-görgüsüz- merhametsiz- hayattan kopuk topluluklar haline geldiler.

Nezaket- saygı- sanat- hoşgörü- insan sevgisi- edebiyat- sosyal yardım gibi özellikleriyle öne çıkması gereken tarikatlar ne yazık ki yukarıda saydığımız özellikleri kaybedip, toplumu tepeden dönüştürmek için devleti ele geçirmeye çalışan guruplar oldular.

Bu halleriyle sorun olmaya devam edecek gibi görünüyorlar.

**

Güncelleme tartışmasının sebeplerinden en önemlilerinden birinin tarikatların mevcut durumlarının olduğunu düşünüyorum. Çünkü 2018-2019  eğitim- öğretim yılında liselerde okutulacak müfredat programında “bilgi ve inanç” ünitesinin amaç ve kazanımları kısmında, keşif- ilham ve rüyaların bilgi kaynağı olamayacağı, naslar, selim akıl, bilim ve felsefenin metotlarıyla üretilenlerin bilgi kabul edileceği yazılı.

Bu şu demek: Bilimi, bilimsel düşünceyi reddeden sufi yorum kabul edilemez.

Kimse henüz farkında değil ama güncelleme tartışmalarıyla bir arada düşünüldüğünde atılan adım yeni bir başlangıç.

Yeni müfredat incelendiğinde esaslı değişimin bu yaklaşımla sınırlı olmadığı görülecektir.

Yahudilik- Hıristiyanlık- Çin ve Hint dinlerine tam 26 saat ayrılmış. Eski programda toplam iki saate sığdırılan İslam dışındaki dinlerin 26 saatte anlatılması, yeni haliyle din dersinin gerçek anlamda din kültürü haline gelmiş olduğunu ortaya koyar.

Bu çok önemli!

Ayrıca İslam’ın farklı yorumlarına yeni programda verilen yer de az değil.

Çok kimlilik ve çok kültürlülük bu yeni programla yeniden öne çıkarılıyor.

Bir başka husus ise, Sünni İslam’ın pratiklerininde uzun uzadıya anlatılması. Kısaca amacına uygun verildiğinde hemen her kesimi tatmin edecek bir müfredat programı önümüze getiriliyor.

Bundan memnun olmayacak kesimler de yok değil. Bazı tarikat ve cemaatler yeni programdan şikayet edecekler.

Yeni programı anlayacak ve uygulayacak öğretmenlerimiz var mı?

Göreceğiz…

1
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
1
vir_sl_
Virüslü
Keşif-İlham-Rüya ve Yeni Müfredat Programı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir