featured

Sarı Çizmeliler

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kaç gündür düşünüyorum, Soma ile ilgili ne yazmalıyım diye.

301 can ve onlarca yaralı,

Ve birde yüzlerce kurtulan insanın dramı.

1090 lira maaş uğruna hayatını kaybeden 301 Can’ı mı yazsam,

Yoksa maden ocağından sağ olarak kurtulanların hikâyesini mi?

Bu kafa karışıklığı içinde hepsi gözümün önünden geçiyor “Sarı Çizmelilerin”.

Önce “Ağrılı Murat Yalçın’ı yazmalıyım” dedim kendi kendime.

Hani o sedye kirlenmesin diye ayağındaki çizmeleri çıkartmak isteyen madenci.

TRT’ye verdiği röportaj çok etkilemişti beni.

“Devletin malı olan o ambulansın sedyesini nasıl kirletebilirim” dediğinde aslında tüm ülkeye Vatandaşlık Bilgisi dersi verdiğinin farkında mıydı dersiniz.

Murat Yalçın ile ilgili yazacağım yazının ismini bile bulmuştum.

“Ağrılı Kürt Murat ve Siyaha Boyanmış Sarı Çizmeleri”

Yazının sonunda ise böyle bir evladı doğuran anne ve babaya teşekkür edecektim.

Fakat birden gözüme 19 yaşında hayatını kaybeden Cemal Yıldız takıldı.

Ölümü üzerine yapılan tartışma tam bir hayal kırıklığı idi. Cemal 15 yaşında mı? Yoksa 19 yaşında mı?

Ne anlamı vardı ki yaşının. O bir insandı ve artık yoktu.

Tam bu anlamsız tartışmanın yaşandığı ortamda gözüme bir kadın ilişti.

İsmi Sema Korkmazdı.

Ve üç gündür Ocağın kapısında içerideki kocasının çıkması için nöbet bekliyordu.

“Kocamı almadan gitmem” diyordu.

Kocasının cansız bedeni çıktı ama kendisi göremedi. Çünkü hastaneye kaldırılmıştı.

Artık bunca beklemeye dayanamamıştı Sema Korkmaz.

Ya Sadettin Güngör’ün hikâyesi.

32 yaşındaydı şehit maden işçisi Sadettin Güngör. Bankadan kredi çekip tüp bebek tedavisi ile sahip olduğu ikizlerine doyamamıştı.

Kredi çektiği banka büyük bir şovla kredi borcunu silmişti Sadettin’in

Peki ya ikizleri ne olacaktı.

Sadettin’in ikiz çocuklarının bundan sonra ne olacağını düşünürken,

Maden Ocağından ikiz kardeşler İsmail ve Süleyman’ın cesetleri çıkarılıyordu.

Tek yumurta ikizi olan bu iki kardeş aynı gün doğmuş,

aynı okula gitmiş,

aynı yerde askerlik yapmış,

aynı gün evlenmiş,

aynı gün aynı yerde işe başlamış

ve nihayet aynı gün aynı yerde kömür tozuna bulanmış gözlerini birlikte kapamışlar.

Gidenlerin ardından ortaya çıkan hikâyeler böyle devam ederken,

Cenaze teşhisi için fotoğraflı tanı sisteminin başındaki ailelere takıldım bir süre.

Bilgisayarlardan ölenlerin fotoğraflarına bakanların dramı hiç çekilir gibi değildi.

Acılı ailelerin “Bu benim oğlum değil hayır buda değil,yok bu da değil evet bu..!”dediklerini duyar gibiyim.

Bilgisayarda yakınını teşhis eden bu defada soğuk hava deposunda nefesi alıyordu.

301 can, boy boy uzanmış yakınlarının gelmesini bekliyordu.

Orası da ayrı bir dram.

Ama asıl kanımı donduran görüntü ise mezarlıktan geldi.

Yan yana kazılmış sıra sıra mezarlıklar. Hepsi aynı boyda aynı derinlikte.

Artık beden ölçüsünün ne anlamı kalmıştı ki.

Mezarlıklar başındaki toprak testilerde neyin nesiydi?

Çok geçmeden cevabını buldum.

Metrelerce derinlikte saatlerce çalışan işçiler sıcağında etkisi ile bolca su içerlermiş.

İşte o toprak testiler susuzluktan kavrulan işçiler için yerleştirilmiş mezar başlarına.

Susadıklarında başuçlarında su olsun diye.

İşte o toprak testilerin bulunduğu mezarlık şu günlerde tıpkı Çanakkale Şehitliği gibi ziyaretçi akınına uğruyor. Yurdun dört bir yanından insanlar Somadaki maden Şehitliğini ziyarete gidiyor.

Peki, Soma maden şehitlerinin tüm yurtta bu kadar etkili bir tesir bırakmasının sebebi ne olabilir diye düşünmekten alı koyamıyorum kendimi.

Ölü sayısının fazla olması mı?

Yoksa arkalarında bıraktıkları hikâyeleri mi?

Tüm memleketin bu kadar etkilenmesinin altında elbette bu iki sebep mevcuttur.

Fakat daha derinlikte ki sebep bence gidenlerin emekçi insanlar olmalarıdır.

Namussuzluğun diz boyu olduğu, kolay para kazanmak için türlü entrikaların çevrildiği günümüzde bir avuç kömür için bir ömür verenler bizleri derinden etkilemişti.

Aslında onları kıskanıyorduk.

Onlar helal lokma kavramının vücut bulduğu kimselerdi.

Ruhları şad mekânları cennet olsun.

Kalın Sağlıcakla

Not: Soma’da ki maden faciasından sonra yaşanan siyasi gelişmelerden bahsedip, yazımın KARAKTERİNİ düşürmek istemedim.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Sarı Çizmeliler

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 26 Mayıs 2014, 16:27

    Allah rahmet etsin gerçekten insanı ağlatan bir durum.Siyasi veya bürokrat her kim sorumluysa hesap vermeli.İnsanımızın canı bu kadar ucuz olmamalı.

    Cevapla