Ben şahsen gurur duydum. Övündüm. Övünme hakkını kendimde buldum. Çünkü: Ecdadımızın, asırlarca efendisi olduğu, sahibi olduğu, topraklarda 75 yıl üzerlerini bir örtü ile örterek yok sayılan, Türkler. Bu kısa süre içinde en ağır asimile uygulaması ile yok sayılan Türkler.
İnsanlıktan, adaletten, bihaber olan zalim gaddar insanların yönettiği Türkler. İşte yok demekle, kimlikleri, insanlıkları yok sayılmakla yok olmadıklarını ispat eden Türkler (Türkmenler ) 2. Meclisleri için toplandılar. Türkmen’e yakışır duruş sergilediler.
Kendilerini yönetecek yönetimi ve yapılacak işleri hazırladıkları Tüzükle belirlediler. Burada Halep’ten, Lazkiye’den, Hama-Humus’tan, Şam-Golan’dan, Rakka’dan ve kurulan 2 Siyasi partilerden( HAREKİ, ve KİTLE partilerinden) Tüm bölgelerden gelen daha önce birbirlerini hiç görmeyen, burada gören insanların birbirlerine sarılmasını, döne döne sarılmasını, sarıldıktan donra boynundaki asılı kimliğe dikkatle bakarak, karşısındakinin adını hafızasına adeta kazımak için bakan bu insanlar göz yaşlarını akıtarak bazıları gönlüne, içine saklayarak adeta karşısındaki ile tek vücut olmak isteyen Türkler ( Türkmenler). Yılların özleminin ahını çıkarırcasına gösterilen bu sevgi doğrusu görülmeye değerdi.
Bazı okuyucularım, bu sahneleri yazmamı yadırgayabilir. Hatta bundan önceki Suriye Türkmen Meclisi ile ilgili yazdığım yazıları, daha doğrusu olup bitenleri, aynen yazmama bir anlam veremeyebilir. Haklıdırlar. Ben bu konuyu böyle niçin yazdığı anlatmak istiyorum. Bir açıklama yapmak istiyorum.
Suriye’nin değişik yerlerinden gelen bu insanlar inanır mısınız? Türkçe bilmiyor. Sadece bu meclisin yapılmasını organize eden, daha önce Türkiye’ye değişik yollarla gelip okuyan gençler biliyor. Bu insanlar bu güne kadar hiç demokratik seçim ortamı görmedi. Suriye’de açık oy gizli tasnifle seçimler silahların, korkunun gölgesinde yapılırdı. Suriye’de seçimden önce seçilecek adayın ismi belli olmazdı. Sözüm ona uydurma partilere oylar verilir. Şam yönetimi seçim sonucunu açıklarken isimleri de açıklardı. Örneğin: Halep bölgesinden Baas Partisinden falan kez seçilmiştir diye.
Bu insanlar insan olarak bile kabul edilmez verdikleri oyların karşılığından bir sonuç alınmazdı. Bu insanlara daha başka yaptırımlarda uygulanmakta idi. Örneğin: Yüksek tahsillerini dünyanın her devletinde yapabilirler vize verilir ancak Türkiye’de okumaları yasaktı. Şeker, un, çimento ve demir gibi bazı temel maddeleri karneye bağlı olarak alınırdı. Ürettikleri ürünlerini sadece devletin Kolhoz denilen kooperatifine onun belirlediği fiyata verebilirlerdi.Ülkenin %90’ı Müslüman olmalarına rağmen Halep, Şam ve Lazkiye’nin belli camilerinde ancak kadrolu imam vardı.
Başka camilerde imam kadrolu olarak çalışan yoktu. Diğer yerlerdeki imamlar gönüllü olarak halkın iaşesini karşıladığı kişiler yapardı. Ne diyeyim resmi dairelerde işini ancak rüşvetle yapabilirdin. El mühabaratın gözetimi ve denetimi evlerin , ailelerin içine kadar sızmış başını kaldıranı yok ediyorlardı. Türkiye’ye gelen akrabalarımıza nasılsınız dediğimizde iki yanına baktıktan sonra ” elhamdülillah, şükür iyiyiz” diyebiliyorlardı. Biraz sıkıştırınca yerin kulağı var beni söyletme derlerdi.
İşte bu şartlarda yetişen demokrasiyi insanlığı tanımadan yetişen bu insanlar ilk defa demokratik seçim yaparak kendilerinin hakkını arayacak yönetim oluşturdular. Ben bu sebeple bu konuyu uzun uzun yazdım. Muhalif diğer hiçbir grubun meclisi yoktur. Türkmenlerden başka halkından güç alan başka topluluk yoktur. Onun için bu meclisi önemsiyorum ve gururla anlatıyorum.
Yıllarca olduğu gibi yine Zalim Esed yönetimi Uluslar arası heyeti ve kendilerini alkışlayan basını ülkesine davet ederek istediği haberleri dünya basınına ulaştırmaya Muaffak oldu.
Seçimden çok değil 3 gün önce, Bayır-Bucak Bölgesine Tüm gücü ile saldıran, seçim günü Derraa’yı bombalayan 162 bin insanın ölümüne sebep olan bu zalimlerin seçimini kabul etmek mümkün mü? Göğsünde iman olan, birazcık vicdan sahibi olan ve insanları bir zerre kadar seven hiç kimse bu sonucu içine sindiremez. İçine sindiren ancak kendi yalakalarıdır.
Derken yeniden kurulacak demokratik Suriye devletinin asli unsuru olarak Türkmenlerinde hak ettiği yeri alarak kurulması umudu ile hoşça kalın.
Not: Bu yazımda açıklanması lazım gelen bölümleri ve sorulan sorulara cevap olarak gelecek yazımı yazmak umudu ile.
