Olaylardan önce iki kez Suriye’ye gitmiştim. Suriye toplumu hakkında bir fikir edinecek kadar uzun kalamamıştım. Olaylardan sonra da iki kez gittim Suriye’ye. Yüzlerce Suriyeli ile hem içeride hem dışarıda görüştüm. İçlerinde çok beğendiğim hatta kişiliğine, bilgisine ve ahlakına hayran olduğum insanlarla tanıştım. Ancak Suriye toplumu hastalıklı. Çünkü kadını yok sayıyorlar. Kadın dendiğinde ilk akla gelen şey, erkeği her şartta memnun edecek varlık.
Çok eşlilik Suriye’de yasal. Yasal olmasına karşın toplum da bunu çok normal bir erkek hakkı olarak görüyor.
“Erkektir ne yaparsa yeridir.”
Kısaca kadının görevi, erkeği memnun etmek!
Erkek egemen toplum olduğu için hastalıklı bir toplum dedim. Hastalığın derecesini daha iyi kavramak için evlenme yaşına bakmak gerekir.
Suriye’de kız çocukları 12- 13yaşlarından itibaren kocaya veriliyor.
Körpe çocuklar, taze meyve misali koca koca adamlarasunuluyorlar.
Bu büyük bir zulüm.
Baas rejimine sempati ile bakanlar, kadın penceresinden bakabiliyorlar mı?
12- 13 yaşında kızların istismarlarına göz yuman bu yönetim, sadece bu kabahatinden dolayı cezalandırılmayı fazlası ile hak ediyor.
Çok sayıda 19- 20 yaşında 3- 4 çocuk annesi Suriyeli çocuk anneler tanıdım.
Suriyeli kadınların durumları sadece magazin haberciliğin konusu yapıldı. “Kirayı veremiyorsan kızını ver.” Gibi ya külliyen yalan ya da binde bir meydana gelmiş bu ve benzeri olayların haberleri medyada yer aldı.
O kadar…
Suriye toplumu kadını neden bu kadar aşağılar? Veya Müslüman toplumlarda kadın neden acınacak durumda? Bunun sebebi ne?
Tarihte de bu böyle miydi? Veya Suriye rejimi kadının çok daha kötü durumunu biraz düzeltti mi?
İbn-i Batuta’dan dinleyelim:
Hanefilerin Baş Kadısı İmadeddin Havrani’dir. Sert mizaçlı bir zat olup, kadınlar kocaları ile murafaa ve muhakeme için onun huzuruna giderler. Özellikle kadınların haklarını korumasıyla tanınır. Erkekler onun adını duyunca ürperir, huzuruna gitmeden önce zevcelerine karşı gereken adaleti bizzat yerine getirirler.
Yıl 1326.
Çok ilginç değil mi?
Yaklaşık 7 asır önce Hanefi mezhebine mensup kadınlar kocalarını hesaba çektirebiliyorlar.
Nerede? Şam’da
Hani bugün kadının adının ve soyadının olmadığı yerde!
Kabahat dinimizde değil, kadını mal gören sefillerde.
Suriyeliler bir tarafa, ülkemizin Hanefileri acaba 1326’nın Şam’ındaki kadar kadına saygılı mı?
Bizim toplum da hastalıklı. Suriye toplumu kadar olmasa da hastalıklı.
Tedavisi belli!
