featured

İsteğini ilgililere bildirmenin yolu “taş atmak mı?”

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

PKK’ın ne zaman isteği olsa, bakıyoruz, bir grup çapulcu yolları barikatlarla çevirmişler. Gelen güvenlik güçlerine “Taş, Molotof kokteyli, ses bombası…” gibi araçlar atıyorlar.

En son Kobane’yi kuşatan İŞİD belasına karşı savunmak için ağır silahlar istiyorlar. Tabi bu isteklerini sade vatandaşları, daha doğrusu kendi yandaşlarını, sınıra sürerek orada kargaşa yaratıp, Türk askerini, çok kıymetli güvenlik güçlerimizi taşlıyorlar.

IŞİD ile yapacakları savaşı adeta güvenlik güçlerine taş atarak meydan savaşı yapma edası içinde isteklerini  ağızlarından salya akarak medya aracılığı ile tüm dünyaya  iletiyorlar. Ondan sonra da, O kıymetli meclisin bir üyesi olan AYSEL TUĞLUK denen vekil, “taş atarak kendimi savundum” diyerek taş atanlara önderlik sözcülük etme cüretini gösteriyor. Karayılan denilen eli kanlı eşkıya “ Çözüm süreci artık bitmiştir.” Diyerek görüşlerini bildiriyor. Kısaca bir şeyleri pazarlık etmeden terör yapmanın bir yol olduğunu gösteriyorlar.

Savaşmaya gidenlerle, savaştan kaçanların yolu sınırda kesişiyor. Kaçanlara bir an önce kapıların açılmasını, ilgi gösterilmesini, isteklerini sınırda askere taş atmakla yetkililere iletiyorlar. Tabi yalnız yetkililere isteklerini iletmekle kalmıyorlar. Aynı zamanda: Türk askerinin dünya önünde itibar kaybetmesini sağlıyorlar. Kendi yandaşlarını  eylemlerle oyalayarak yanlarında kalmalarını sağlıyorlar.  Kısaca bir taşla birkaç kuş birden vuruyorlar. Bu, davranışları şehirlerde özellikle büyük şehirlerde insanları rahatsız ederek kamuoyunda, yetkililerle  malum söz “çözüm süreci” ile hükümeti adeta teslim alıyorlar. Hani PKK güçlü idi PYD bayraklarını çekerek özerklik ilan etmişlerdi ne oldu. Meğer bunlar sadece taş atmayı biliyor, bildikleri bu marifetle de isteklerini yaptırıyorlarmış.

Bu gün Kurban Bayramının 3. Günü.  Yayladağı Türkmen çadır kampında bulunan akrabalarımla beraber olduk. Geleneksel “Kara Yahni ve bulgur pilavı” yaparak hep birlikte yedik. Birbirimize sarıldık. Kucaklaştık. Koklaştık. Hüzünlü heyecanlı, sevinçli karışık duygular içinde bir gün geçirdik. Bayramlaştık. Allah bu günü bu etkinliği düşünen organize eden “SURİYE TÜRKMENLERİ MECLİSİ YÖNETİCİLERİNDEN “ razı olsun.

Hep beraber bir araya geldik. Ama kimseyi taşlamadık. Kimseyi rahatsız edici bir davranışta bulunmadık. Belediyece bize ayrılan Cuma Pazar yerinde etkinliğimiz kendi kendimizle birlikte yaptık. Oraya Ankara’dan Antakya’dan, Antalya’dan Osmaniye’den, Gaziantep’ten İslahiye’den bir çok Bayır-Bucaklı kardeşlerimiz gelmişti. Hepside büyük bir olgunluk ve mütevazi bir şekilde davranarak günü geçirdik.

Şimdi sayın Devlet yetkililerine ben soruyorum. Bu Türkmenler bir araya geldiklerinde, taş atma, slogan atma veya yürüyüş yapmak için hiçbir sebepleri yok mu idi de böyle işler yapmadılar?  Hayır vardı. Vardı ama yapmadılar. Çünkü Bayır-Bucaklılar Türkmenler gururlu insanlar. Kendilerine yapılan iyiliği bilen insanlar. Kadirşinas ve kıt kanaat geçinirken bile Allaha şükür eden insanlardır. İsteklerini ilgililere “taş atarak” iletme yolunu benimsemeyen insanlardır.

Peki “Taş atmak” için ne gibi sebepleri var. Onu da ben söyleyeyim: Bayır-Bucaklılar özellikle Osmaniye’de İslahiye’de ve Yayladağı’nda çadırlarda kalıyorlar. Burada hemen belirteyim Osmaniye Çadır kampı sanki “ Bellene kampı” inanır mısınız? hiç farkı yok. İnsan onurundan, her fırsatta oynanan özgürlüklerinden taviz verilen bir yer. Yetkililere buradan duyuruyorum. Bu insanlar 3 yılı aşkın çadırlarda kalıyorlar. Daha ne kadar kalacakları belli değil.

Bu insanlar 3 yıldan bu yana konteynırları, TOKİ evlerini hak etmediler mi?  Çadırlardaki günlük yaşantıları sıhhi durumlarına, sosyal ve psikolojik durumlarına ne kadar etki ediyor hiç düşünülüyor mu? Yeni gelen Suriyeli Türkmen olmayan gruplara sağlanan imkanları Hükümet hangi akla hizmet ederek ayrımcılık yapıyor. Bilemiyorum.  “ Taş atma” alışkanlığı olmayan bu toplumu hiç mi? Sayıyor. Yoksa burada da Bunlar Türk, Türkmen bunlar insan bile değil. Ayaklar altına bunları aldık. Gibi mi düşünüyorlar bilemiyorum? Açıkça Hükümet yetkilileri bu Türkmenlere de Uluslar arası yapılan hizmetlerden, hazırlanan diğer proje ve imkanlardan yararlandırma hizmet sunma çalışmalarını yapmalıdır. Aksi halde, Türkmenler taş atmaz ama onlar inançları gereği Allaha yetkilileri havale derler. Bilmenizde fayda var.

Hoşça kalın.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
İsteğini ilgililere bildirmenin yolu “taş atmak mı?”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

0 Yorum

  1. Ismet hocam,kardeşim”taş atmak”biz Türkmenlerin kültüründe ve geleneklerinde cana -mala zarar,ziyan vermek gibi niteliği taşıyan kavram ve eylem yoktur.
    Meşru müdafaa yokken kobani,yi bahane edip taş atma,molotof atma ,yağmalama,kamu malına,özel mülke zarar- ziyan verenler böylece insanların canına malına kasdedenler ahlaki akıldan yoksunlardır, hatta sapık ideoloji mensupları ve tabiinlerdir.
    Asil kürt kardeşlerim bu tür eylemlerden uzaktır ,tasvip etmedikleri hatta tel’in ettiklerine inanıyorum ve sorumlu insanlardır.
    Kurban Bayramının 3.günü Yayladaği Türkrmen kampında geleneksel “kara yahni..”yemek organizasyonu düzenlenmiştir bu vesile ile akraba topluluğu ile bayramlaşma fırsatını”Suriye Türkmen Meclisi” saglamış ve organize etmiştir . Emeği geçen yetkililere ve her kese teşekkür ediyorum.
    Biz Türkmenler,Türkiyeyi karşılıksız seviyoruz.
    Biz Türkmenlerin tabiidir ki sıkıntıları ve sorunları vardır . istismara mahal vermemek için yaygara yapmayız. stratijik , menfaatperest ülkeler ve topluluklar’la desteklenen Katil ve Zalim Baas reijim piyonları tarafından toplu işkenceler ve cinayetler işlendi ,halen varil bombaları ile toplu kıyımlara devam etmektedir .Suriyed demokratik düzen ,insan hak ve hukuna uygun yönetimle bütün vatandasların barış içinde yaşamaları dileğiyle, Dr. Emin Bozoğlan……

    Cevapla