Cumhurbaşkanının “izleme heyeti” tespiti doğru. Lakin böyle bir açıklamanın basın önünde yapılması hata. Açıklamanın ardından iktidar partisinin öne çıkmış isimlerinin meydanda yaptıkları kavga, yanlışlığın sağlaması değil mi?
Çözüm süreci ile PKK muhatap alındı. Başta bu doğru bir adımdı ve gerekliydi. Çünkü akan kanı durdurmanın başka yolu yoktu. Çatışmasızlık ortamı sağlanır sağlanmaz, PKK pazarlıklarını aşacak düzenlemeleri yapmak lazımdı. Bu yapılmadı. Örgütle kimi zaman kapalı kapılar ardında kimi zaman kamuoyu önünde görüşmeler yapıldı. Bu görüşmeler PKK’yı Kürt toplumun meşru temsilcisi konumun yükseltti. Onlar da şımardıkça şımardılar. “Şu olursa veya olmazsa süreç biter” efelenmelerini unutmak mümkün mü?
Temel hak ve özgürlükleri PKK ile pazarlık konusu yapmanın acayipliğini düşünebiliyor musunuz? Kürtler, PKK’nın değil devletin vatandaşları. Temel hak ve özgürlükleri PKK olmasa tanımayacak bir devlete hangi Kürt güvenir?
Akan kan durduğunda,
Kürt kimliğini hiçbir kısıtlama olmadan ( örgütle pazarlık yapmadan) devlet tanımalıydı. TRT 6, Kürtlere oyuncak balon gibi geldi. Anadilde eğitimi kabul etmek için İmralı’ya sayısız sefer düzenlemek ayıp değil mi? Her türlü problemi kısa yoldan torbayla çözen iktidar bir toplumun dilini tanımak için neden eşkıya ile pazarlık yapar? Anlamak mümkün değil.
Varsın iki tane resmi dilimiz olsun, hatta üç- dört. Ne olur?
Ülke bölünürmüş. Ülkeleri bölen dillerin çokluğu değil. Dil gönül demektir. Sen adamların gönlüne girecek adımları at. Gerisi gelecek.
İngiliz’in, Fransız’ın, Alman’ın dilini okutursun, para kazanmak için yabancı dilde tabelaya ses çıkarmazsın, kendi kardeşinin diline tahammül edemezsin.
Dilini, geçmişini, kısaca kimliğini tanıdığın ve her türlü mağduriyetini giderdiğin vatandaşın sana sarılacaktır. Bunu devlet yetkililerinin bilmemeleri ne kadar kötü!
İnsan öldürmeyen militanlara af çıkarmak, silahlı eylemcileri de uzun vadede topluma kazandıracak düzenlemeleri yapmak çok mu zor?
Militan dediğin adam 13- 14 yaşında dağa çıkan sabi. Bunun günahı devleti yönetenlerin değil mi?
Yaraları saracağına, sabah – akşam İmralı’da nöbet tutarsan, PKK’nın oyuncağı olursun. Cumhurbaşkanı’nın (bence) dikkat çektiği nokta bu…
Vakit geç değil. PKK ile pazarlığa gerek yok. Marksist bir örgütle yapılacak pazarlıkta kazanan taraf olmaz. Sadece halk kaybeder.
Boşalan köyleri hep birlikte imar edelim. Tarımı hayvancılığı canlandırıp bölgeyi turizme açalım. Yaptığımız pislikler için özür dileyip, mağduriyetleri giderelim. Onları rahatsız eden bütün unsurları çöpe atalım. Kısaca kendi vatandaşlarımızı bağrımıza basalım. Ne olur?
Kendi insanımıza insan gibi davrandığımızda onları PKK’dan kurtarırız.
Yoksa İmralı seferleri hiç bitmeyecek ve bir katilden, insan hakları savunucusu ve barış elçisi üreteceğiz.
Son söz: Cumhurbaşkanının “izleme heyeti” uyarısı doğrudur ama basın önünde yapılması yanlıştır. Umarım Cumhurbaşkanını doğru anladım.
