featured

Sermayem Tükendi

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Tükendi nakdi ömrüm, dilde sermaye olan bir ah kaldı.”Urfa türküsünün güftesini bilmiyorum ama Tatlıses’in o harikulade yorumları elbette yüreklerimizi hoplatmıştır. Elbette ülkücüler olarak her zaman yepyeni ve dipdiriyiz. Lâkin yaza yaza artık sermaye tükendi; hangi meseleyi düşünelim? Ülkeyi mi, iç meseleleri mi, naylon saldırıları mı? Koca ülkenin Başbakanı ağzını açıyor Bahçeli kapatıyor Bahçeli! Elbette siyaset bizim sermayemizin ürünü;  netice alamıyorsak demek yatırımı doğru takip edemiyoruz! Ve sermaye gün geçtikçe eriyerek bitiyor! Sebebi şudur veya budur; tekrar etmekle kayıpları karşılayamıyoruz!  Herkesin ağzına sakız olmuşuz da görmemezlikten geliyoruz! Fiilen başımızı kuma gömmüşüz!

Türkeş ne demişti? “Yer Beni Yer Beni, Ben Bu işin Üstesinden Gelemezsem Kara Toprak Sinesine sığdırmaz Yer Beni.” İşte bunun için içimizi kemiren umutlar beyinlerde hal bırakmıyor. Yine Türkeş, “Gitmediğin Yer Senin Değildir” demişti, işte  ancak dört yere gidebiliyoruz! Hakikatten ölümüne çalışan ve deli umutlarını dalga dalga  ülkeye yayan yiğitler var! Fakat yetmiyor!  Muzaffer Akgün yenilerde Hakk’ın rahmetine kavuştu; fakat  “Karabahtım Kem Talihim” türküsü kulaklarımızda çınlamaktadır. Ya Zeki Müren’in  “Dertleri Zevk Edindim Bende Neş’e  Ne Arar.” şarkısı! Ne de çok yaşamışız, sormayın gitsin! Şu Şarkı ve Türkü sözleri nasıl da hal-i pür melalimizi ortaya koyuyor!

Kıymet kadir bilir ülkücüler! Bunları morallerinizi bozmak için hatırlatmıyorum. Elbette biz sizlerle “Cennet Fedâileri”nin ordusuyuz! Tanrı’dan ülkücülerden ayrı mezar istem, yakıp da külleri havaya savursunlar! Varsın, “Türklük İçin Doğdu, Türklük İçin Yaşadı, Türklük İçin Öldü” yazılı bir mezar taşım da olmasın! Biz derdimizi “Rahman’a” yazıyoruz, ibadetimizi ve görevlerimizi tam yapıp Allah’a sığınıyoruz! İşte Türk Müslümanlığı’nın halk nezdinde ifâde şekli “Yat Yat Kalk Kabul Eder Hakk.” İmamımız  Ebu-Hanife   oku da hangi lisanla okursan oku demiyor mu? Bu sebeble ülkücülüğün ruhani kazancı mutlaka ibadet derecesindedir! Çünkü ülkücülük sade bir siyaset tarzı değil, aynı zamanda yaşama şekli, inanç tarzıdır. İmam Davutlu da bunu bildiği için ülkücülerden ziyade bizim İmamımız Bahçeli’yi eleştiriyor.

Hakikatten ülkücülük nedir, neden ülkücüyüz? Ülkücülük  menşeyiinde Türk Sufizmi olan dervişler hareketidir. Ülkücülük, mistizmdir, ülkücülük İslâm’ın ta kendisidir! Hoca Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli kimdir nedir! Bunların katiyyen mezhebini bilemezsiniz, Türkçe okur Türkçe yazarlar! Başka lisan bilse de Türk oldukları için Türkçe’yi tercih ederler. Bunları bilmek gerçekten ülkücülüğün amentüsüdür! Ülkedeki Türk insanının dışlanmasının sebebini  bu yolların tıkanmasında aramak icab ediyor!  Zavallı devletim; ya Baba İlyas hortlar da mezardan çıkarsa korkusu içindedir. Mukallid İslâmiyetin  ortaya çıkarılma sebebi işte budur! Bu işi en önce de “Karamani”ye yutturmuşlardır! İşte Konya’nın hâli! Sonradan Konyalı, Şark Bülbülü Başbakan ne diyor, milletin gözüne baka  baka yalan söylüyor!

Ülkücüler!  Hiçbir şeye güvenmeden, hiç kimseyi dayanmadan, HİÇ kimseyi arkasına almadan elbette bu çemberleri kıracağız! Çünkü bizim ülkücülüğümüz her türlü siyasi, iktisadi, dini ve mezhebi görüşlerin üzerindedir. Tarihimizde mezhep ve ırk çatışması yoktur; aksine soy-boy ve kavim rekabeti vardır!  Toplum içindeki kavgalarda dini görüşlerden ötürü çatışanımız olmamıştır; bu bir Arap geleneği olarak onların mesleğidir. Tıpkı şimdiki gibi! Var mı bizim tarihimizde böyle talihsiz olay! Yıllarca sayısız unsurlarla imparatorluk devletleri oluşturmuşuz, hiç Kürt olduğu için silâha sarılan olmuş mu? Elbette Osmanlı’nın son zayıflama dönemleri ayrı mevzuudur.

Moral bozduk ama yine zihin düzeltiyoruz. Elbette ülkemiz ve milletimiz üzerinden bu kabusu “Ülkücüler” kovacaktır! Ne ile elbette fikir ve zikir ile! Ülkücüler’in böyle bir dervişler ordusu kurmaya sayısı yeterlidir! Yönlendirmeleri ve siyaseti beklemeden bir birimize hoş görü ile davranarak bu fasit daireyi kıracak makûs talihi yeneceğiz! Üzüntüyü ancak üstün başarılar ortadan kaldırabilir! Başarısızlık ile işimiz yoktur; hedefimiz ille de başarıdır! Evet başarının ölçüsü siyasettir, fakat asli menbaı fikirdir ve ülkülerdir. “Ülkücü her yerde ülkücüdür.” sözü doğru değildir. Ülkücü her siyasi blokta ülkücülük yapamaz! Elbette Bay Tuğrul’un anladığı siyaset de ülkücülük de safsatadan ibarettir. Başbakan, Türkeş Bey’in mezarına ülkücülük için değil oy kalpazanlığı yapmak için gitmiştir.

Milliyetçi siyaset ile ülkücülük iç-içedir. Siyaseti beceremiyor veya siyasette yer bulamıyorsak  her zamankinden  fazla davamıza yapışmak zorundayız! Nasıl? Okuyarak, yazarak, gezerek, düşünerek  ülkücü kalmalıyız.  Özbek-Tacik şairi Sadrettin Ayni diyor ki, “Kelir elbet, kelir elbet; zalimleri tard etmeğe; mahvetmeğe nöbet!” İşte bu kadar! Zalim içerde de olsa dışarda da olsa onun da eceli gelecektir!

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Sermayem Tükendi

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir