UNUTMA!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hazreti Nuh(s.a.v.) gemiden indiği zaman yeryüzünde Allah’a şirk koşan, bir başka varlığı mabud bilen tek şahıs bile yoktu. Bu ailelerin her biri büyük bir imtihan geçirmişti. İman etmemenin ve özellikle Allah’ın Peygamberiyle alay etmenin, Allah’ın dinine karşı durmanın ne demek olduğunu anlamışlar, büyük felaketi bütün incelikleri ile görmüşler ve yaşamışlardı. İkinci bir felaketi izlemeğe bile tahammül edemezlerdi.

Ama onların çocukları ve torunları ne yapacaklardı? Aynı iman, aynı ciddiyet ve aynı saygı onlarda da bulunacak mıydı?

İnsan tabiatı ve insanlığın tarihi bu soruya evet diyemez. Hadiseler ne derece şiddetli olursa olsun insanda bıraktığı tesir aynı seviyede kalmaz. Bir zaman gelir ki sadece adı kalır. Babası ölen bir insan bir daha hiç gülemeyeceğini, ruhunun daimi bir keder ve üzüntü içinde kalacağını zanneder. Fakat bu duygu ilk sarsıntı anında hissedilir. Bir hafta sonraki durum, bir ay sonraki durum o duygunun gelip geçici olduğunu gösterir. Nihayet insan, gün gelir normal hayata döndüğünü hayretle görür.

İnsan hayatında işitmek hiçbir zaman görmenin yerini tutmamıştır. Bir başkasının başına gelen felaket ve musibetler daima mevzii kalmış, geniş çapta tesirli olmamıştır. Komşudaki ölüm sarsıntısı hiçbir zaman ölenin evindeki şiddetiyle hissedilmemiştir. En yakın arkadaşların babaları hakkında duyulan üzüntüler, çoğu zaman “ gerçek üzüntü” hududunun dışındadır. Bunlar hayatın gerçekleridir.

Yıllar asırları takip ettiğinde, gerçekten Allaha inanmayanların sonunun ne olacağını unutup putlara tapmaya başladılar : Hazreti Nuh’un torunlarından Ad’ın soyundan gelen ve sebeple “Ad Kavmi” ve Ad-ı Ula” diye bilinen bir kavim ( Necm Süresi,53-40 ) daha önceki kavimler gibi putlara tapmaya başladılar. İri yapılı, güçlü kuvvetli son derece kaba tabiatlı insanlardı. Güçlü kuvvetli olmanın verdiği bir çılgınlık ve düşüncesizlikle “ kimdir bizden daha güçlü olan” ( Fussilet Süresi, 41-15) diyecek bir şımarıklığın tutkunu olmuşlardı. Allah korkusu ve insanlık duygusunu adına kaydedilecek bir özellikleri kalmamıştı.

Allah Teala onlara peş peşe peygamberler gönderdi. Fakat Ad kavmi devamlı isyan etmenin ötesinde bir olumlu davranış gösteremediler. Bu Ad kavmine gönderilen, en son gelen Peygamber, Hazreti Hud (s.v.s ) idi. Doğru yola gelmeleri ve Allaha itaat etmeleri için çok mücadele ettiler. Yollarından vazgeçmediler. Sonunda Allah’ın gazabına uğrayarak yerle yeksan oldular.

Hazreti Hud’un kavmine verilen güç ve kuvvetin, kontrol altında tutulmadığı takdirde azab ve bela getirdiği ve sahibini mahvettiği en açık şekilde görülmüştür. İnsan için bu ihtimal edilmesi caiz olmayan bir ibret levhasıdır. Şayet bu güç ve kuvvet hak yolunda sarf edilmiş olsa idi, pek mükemmel neticelerin elde edilmesi ve Mevla’nın rızasının kazanılması ile neticelenirdi.

Sonuç olarak: İktidar ve iktidar yandaşlarının, yakın tarihimizde yaşanılan zorlukları ve sıkıntıları hiç olmamış gibi davranarak unutmamalı. Günümüzde 34 yıllık PKK’nın dünkü politikaları, yarın yapabileceği iyi tahlil edilerek davranılmalı, bu olayları iktidarda kalmanın dolgu malzemesi olarak kullanılmamalı. Yandaş medya ve fikir adamları da yalan yanlış yapılan işlere, devamlı alkış etmemeli. Çünkü bu güzelim ülke, öyle altın tepsi üzerinde günümüz insanlarına sunulmamıştır. Gerçeğinin unutulma ihtimali ile yeniden hatırlatmak istedim. Okuyucu kardeşlerimin bu ibret tabloyu, okuyarak yorumunu yapmalıdır.

Allah’ım!…. Verdiğin nimetleri yerli yerince, razı olacağın kullanma mutluluğunu bizlere tattır. Amiiin…  Hoşça kalın. Sağlıklı kalın.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
UNUTMA!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 18 Temmuz 2013, 14:29

    hocam kaleminize sağlık harika bir yazı !!!

    Cevapla