featured

Esad’ın Kadın Savaşçısı anlatıyor

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

O, genç bir hanım. İki yıl öncesine kadar Baas rejiminin hanımlara savaşın öğretildiği bir biriminde hemcinslerine öğretmenlik yaptı. Eşi dahil bütün aile fertlerini kaybetti. Artık hayatta kimsesi yok. Yaşadığı acılar örselemiş onu. Kimseye güvenemiyor. Defalarca aldatılmak onu hayli yıpratmış. Halini görüp acıyanlardan biri onu bize yönlendirmiş.

Acil yardım ekibi olarak kolları sıvadık ve hemen çözülmesi gereken sorunların üstesinden geldik.

Başarı ekibin. Ben şimdilik minik koromuzun  şefiyim . Enerji harcayan onlar. Lakin seyirci sadece koro şefini bilir. Halbuki gerçek emek arkadaşlarımın.

Gerçi ekiple hemhal olmuşuz, ha ben ha onlar…

Baas rejiminin en önemli mevkilerinde bulunmuş bu ailenin hayatta kalan tek ferdi olan hanım efendiye ben sorularımı yönelttim Ali Koyuncu ve Corç Kocamahhul tercüme ettiler.

Ona iç savaşın sebeplerini, olaylar öncesi ülkesinin genel durumunu, çatışmaların nasıl başladığını, rejimin olayları engelleme şartlarını ve Suriye’nin geleceğini nasıl gördüğünü sordum. Cevapları aynen yayınlıyorum.

SORU: Senin de bir zamanlar görev yaptığın ordu, nasıl bir ordu?

CEVAP: Ordumuzun sivil yerleşim yerleri vuracağı aklımıza gelmezdi. Hele bunu Beşar Esad’ın yapacağını düşünemezdik. Yöneticiler, sivil yerleri vurma sebebi olarak, ÖSO’nun kalabalık yerlerde konuşlanmasını gösterirlerdi. Bana da mantıklı gelirdi. Vurulacak yerler belirlenir ve halka duuyurulurdu. Üç gün önceden haber verilirdi.

SORU: Halk bu durumda ne yapabilir?

CEVAP: Rejim halka güvenli yerleri duyururdu.

SORU: Gösterilerde silah kullanıldı mı? Göz altına alınanlara işkence yapıldı mı?

CEVAP: İlk gösterilerde silah kullanılmadı. Sadece göstericilere elektro şok uygulanırdı. Sıradan göstericiler göz altına alındıktan sonra serbest bırakılırdı. Elebaşılara v para ile tutulmuş olanlara işkence yapıldı. Ben şahsen tanık olmadım.

SORU: Olaylar nasıl başladı?

CEVAP: Dera’da 5 sınıfa giden öğrenciler Hürriyet dersinde resim çizerler. Bu ders yeni müfredata girmişti. Ders kitaplarını da Suudi Arabistan yönetimi göndermişti. Çünkü tüm öğrencilere kitap verecek bütçe yoktu. Resim çizen çocuklardan biri Esad resminin üzerine X işareti koyar. Diğer bir çocuk ise, çocukları bombalayan bir uçak çizer ve sayfanın üzerine Allah yazar. Öğretmen kağıtları yırtar ve durumu okul müdürüne bildirir. Müdür, öğretmenden olayı abartmamasını ister. Öğretmen buna rağmen sınıfa dönünce çocukları döver ve yırtılmış kağıtları müdüre götürür. Dera, Suudi Arabistan’a yakın bir yer ve aileler asla çocuklarının dövülmelerine sessiz kalmazlar. Dayak yiyen çocuklardan birinin babası ertesi gün öğretmeni döver. Daha sonraki gün resim yapan çocuklar okul duvarlarına “Baas rejimi yıkılsın, sıra sende doktor” gibi içerikleri olan yazılar yazarlar. Yazılar silinir lakin tekrar yazılır. Durum valiye intikal eder.

Vali Esad’ın eniştesi Kasif Şevket. Devreye muhaberat müdürü girer. O da çocuklara nasihatte bulunur. Devlet başkanı için böyle şeylerin yazılması yanlış der. Aileler Muhaberat’a giderler. Müdür, çocuklar bizde değil der. Müdüre saldırır veliler. Bazı veliler Muhaberat müdürünün üniversiteye giden kızını kaçırırlar. Çocuklara işkence yapılmasının nedeni budur. Daha sonra müdürn kızı yapılan bir operasyonla kurtaılır. Artık ok yaydan çıkmıştır.

SORU: Şebbiha adında bir örgütten bahsediyor. Bu örgüt hakkında bilgi verir misin?

CEVAP: Şebbiha Suriye’de bulunan 4 şii köyünü korumak için İran’dan gelenlerden oluşan guruba verilen isim. Bu köyler 1- Fua 2- Ferya 3- Nubbol 4- Zambaki ( dördüncü köyün ismini hatırlayamadı. Ben Zambaki olabilir mi diye sorunca “olabilir” dedi). Şebbiha’nın kuruluşu böyle, lakin zamanla büyüdü. İşsiz – güçsüz kişiler bu örgüte katıldı. Şebbiha’nın içinde sadece aleviler yok. Sünniler daha çok.

SORU: Muhaberat hakkında bilgi verir misiniz? Muhaberat işkence yapar mı?

CEVAP: Muhaberat işkence yapmaz. Ancak Yermuk şubesine düşenin akıbeti bilinmez. Oraya da adi suçlular düşerler. Muhaliflere işkence yapıldığını duydum. Olaylar başladıktan sonra.

SORU: ÖSO katliam yapar mı?

CEVAP: ÖSO kim bilinmiyor. Çoğu yabancı. Katliamı dışardan gelen El Kaideciler yapıyor ama ÖSO olarak biliniyorlar.

SORU: Hizbullah katliam yapar mı?

CEVAP: Yapar tabi. Olaylar başladığında her şii köyüne 2500 asker gönderdi. Banyas’ta sünnileri katlettiler. Bunların bir de sloganları var: Sünniyi öldür, cennete gir. Alevilikte böyle bir şey yok.

SORU: Kamışlı’dan biriyle konuşurken bana şöyle bir şey söylemişti: Kafa keserek öldürmek şiilikte sevap. Sence doğru mu? Banyas katliamında maktullerin kafalarının kesilerek öldürülmelerinden hareketle bu soruyu soruyorum. Çünkü öldürülenler alevi değil sünni idi.

CEVAP: Doğru ama sadece şiilerde değil, selefilerde de var. El Kaidecilerin alevilere yaptıklarını Banyas’ta Hizbullah sünnilere yaptı. Yani sadece intikam alma değil, aynı zamanda daha çok sevap kazanma yoludur bu çeşit öldürmeler.

SORU: Esad’ın cezaevlerinden El Kaide sempatizanlarını af ederek çıkardığı iddiası doğru mu?

CEVAP: Doğru. Yalnız, sözleşme imzalayarak serbest bıraktılar.

SORU: Suriye’de nasıl bir toplumsal düzen var. Kürtlerin ve çingenelerin durumları nedir?

CEVAP: Suriye bir halk rejimi ancak bazı sorunlar var. Sırlama şöyledir:

Aleviler, Hıristiyanlar, Ermeniler, Şiiler, Sünniler, Çingeneler, Kürtler en altta.

SORU: Olaylar başladığında Hama veya Humus’tan bir çingene ile görüşmüştüm. Bana günde bir saat sokağa çıkmak mümkün. Bu bir saat dışında dışarıdaki herkes öldürülüyor diyordu. Bu doğru olabilir mi?

CEVAP: Doğru ama bu herkes için geçerliydi.

SORU: Olaylar başlamadan önce Suriye’de rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma, haraç, keyfi tutuklama, açlık vb. olumsuzluklar yaygın mıydı? Cevabın evet ise, bu durumda olayların çıkması normal değil mi?

CEVAP: Bu saydığınız olumsuzlukların hepsi Suriye’de fazlasıyla vardı. Olayların çıkması sürpriz değil. Hatta olması gereken bu idi.

SORU: Yönetim ne yapsa veya yapmasa gösteriler iç savaşa dönüşmezdi?

CEVAP: Ben olsam, önce sınır kapılarını kapatır, gösterileri silahla değil, Türk polisi gibi su sıkarak dağıtırdım. Göstericilere mermi sıkmak gösterileri bitirmedi, hatta artırıp iç savaşa dönüştürdü. Hürriyetleri de verirdim. Bunları yapmak iç savaşı önlerdi.

 

SORU: Ülkenin geleceğini nasıl görüyorsun?

CEVAP: Suriye bölünecek. Kobani, Kamışlı, Haseke vb. Kürtlerin yoğun yaşadıkları yerlerde Kürt devleti, Halep ve İdlip’de Türkmen devleti, Lazkiye, Tartus ve Hama’da Alevi devleti Şam, Dera, Humus ve civarında Ürdün veya Suudi Arabistan’a bağlı Arap devleti kurulacağını zannediyorum.

SORU: Sen hangi devlette yaşamak istersin?

CEVAP: Türkiye’nin egemenlik kurduğu bir devlette yaşamak isterim. Erdoğan’ı seviyor ve takdir ediyorum. Sınırlarını sığınmacılara açması çok insanca. Ancak, hak etmeyen bir çok kötü adam da Türkiye’ye girdi.

SON SORU: Bass rejiminin vaktinde ABD’ye karşı savaşan El Kaide’yi Irak’ta desteklediği, bu eski dostluğa dayalı olarak, Baas rejiminin sıkıştığında bu örgütten yardım aldığı iddialarına ne dersin? Hatta El Kaide – Baas gizli işbirliğinin Suriye devrimine ağır darbe vurduğu iddiasına katılıyor musun?

CEVAP: Bu, doğru bir tespit.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Esad’ın Kadın Savaşçısı anlatıyor

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. koro ve şefine teşekkür ediyorum

    ilk/asıl ağızdan suriye gerçeği..

    Cevapla