Ağzını açan “eğitim şart” diyor. Kimi neye göre eğiteceksiniz? Veya eğittiniz diyelim, ne elde edeceğinizi sanıyorsunuz?
Bütün toplumu istediğiniz eğitimden geçirseniz sonuç yine sıfır, eğer eğitimden ahlaklı olmayı anlıyorsanız.
Komünist ülkeler bütün toplumu eğitimden geçirmişlerdi. Ne oldu? 20’li yıllarda komünist olan ülkelere bir bakın, turist olarak gidenlerin anlattıklarını dinleyin. Bir yabancının can ve mal güvenliğini ne toplum ne de kolluk kuvvetleri korur.
Bizde de benzer bir durum var. Bizde kötü adam okumuş adamdır (yani eğitilmiş adamdır). Bizim cahilimiz vicdan ve ahlak sahibidir.
Kötülüklere öncülük edenlerimiz en fazla okuttuklarımız.
Sağlık sektöründeki rezaletler, ileri sürdüğüm tezi doğrulamıyor mu? Sağlık hizmetleri en fazla istismarın olduğu yerler. En fazla okumuş olanlarımız onlar değil mi?
Ya diyanet personeline ne demeli?
Onlar da okumuş çocuklar, üstelik din ilimleri tedris ederler yıllarca. Kaldırın bakalım diyanet vakfının kapağını.
Askeri ve sivil bürokrasi de okumuş adamlardan oluşmuyor mu?
Bunların hepsine bir kılıf bulunsa bile son Mardin rezaleti bile söylediklerimi bin kere ispat eder. Rektör dahil birçok üniversite hocası rüşvet ve yolsuzluk iddiaları nedeniyle gözaltına alınmış. Cahil mi bu adamlar?
Daha ne okutacağız bu kişilere!
Cahil insan, yazık, ayıp ve günah kavramlarının farkındadır. Cahillerimiz, okumuş çocuklar kadar pislik yapmaz.
Yalan mı?
Organ kaçakçılığını cahiller mi yapıyor yoksa uzmanlar mı?
Ahlak ve erdem, (bazı) üniversite hocalarında bulunmuyorsa, toplumu eğitelim demekle topluma kötülük edelim demek arasında fark kalır mı?
Eskiler boşuna mı demişler: Tahsil cehaleti giderir, eşeklik baki kalır.
Atila Yayla, okulları nasıl düzeltiriz sorusunu soran zamanın milli eğitim bakanına şöyle demişti: Derhal okulları kapatın. Ben de hocam gibi düşünüyorum.
