SEÇİMDEN SONRA TUFAN – DEVLET VE AŞİRETLER

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Haziran 2015 Milletvekilliği seçimlerinden sonra ülkemizde hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Belki de ülkemizin doğusu son defa Türkiye ile birlikte seçime girecek, yâda ülkede şu an alt yapısı hazırlanan Cizre kalkışmasını tüm Türkiye’ye yayıp ülkeyi kan gölüne çevirecekler.

Bu yazıyı okuduğunuzda belki de beni paranoyaklıkla suçlayabilirsiniz fakat aşağıda anlatmaya çalışacağım, olaylar ne demek istediğimi daha iyi anlatacaktır.

Bu yazı herhangi bir siyasi hesapla yazılmamıştır. Ülke hepimizin yazdıklarım bir vatansever olarak değerlendirilmek ona göre yorumlanmalıdır.

Öngörümün özeti şu;

Çözüm süreci olarak başlayan Oslo görüşmelerinin sızmasıyla örgütle görüşmelerin kabul edildiği kimine göre “Çözüm” kimine göre “Çözülme” süreci olarak adlandırılan geldiğimiz noktada muhatabın tek bir kişinin olması onunda eli kanlı bir katil olması dengeleri alt üst etmiştir.

Bir terör örgütü liderinin iki dudağı arasına sıkışan inisiyatifin de ona bırakıldığı bir süreçte analar ağlamıyor ama Allah korusun bir ağlarsa da kimsenin susturamayacağı bir süreç yaşayabiliriz.

Seçime az bir zaman kala HDP seçime parti olarak gireceklerini deklare ederek bir hamle yapmıştır bunu iyi okumak lazım bunu iki şekilde okumak ama her iki şekilde de Türkiye’nin aleyhine ve iç huzurun bozulmasına zemin hazırlayan sürece doğru gittiğimizi de görmemiz lazım.

Birinci süreç: BDP BARAJI AŞARSA

İkinci süreç: BDP BARAJI AŞMAZSA

BDP BARAJI AŞARSA

Aslında PKK çizgisinde olan partilere karşı konulan Baraj bugün ülkede kaos çıkmasına vesile olabilir. BDP Barajı aşarsa AK Parti Anayasa değişikliğini yapacak yeterli milletvekili alamayacağı için PKK’nın isteklerini öteler ve bahanesi hazırdır. Anayasa değişikliği yapıp başkanlık sistemini getiremedim dolayısıyla sizin istediğinizi veremem diyecektir. Bu da hükümetin birkaç kişiden başkasının bilemediği ne olduğu ne sözler verildiği bilinmeyen bu süreçten biraz daha sıyrılmış olur. Hayırlı olanda bu süreçtir. Yani AK Parti dua etsinde BDP barajı geçsin. Tabi barajı geçince de tehlike geçmiyor daha güçlü bir BDP daha fazla cüretkâr olup daha fazla talepler gündeme getirecektir. Tabi bugünkü şartlarda BDP’nin barajı geçmesi mümkün görünmüyor.

BDP BARAJI AŞAMAZSA

BDP barajı aşamazsa bu Türkiye için bölünmenin hızlanması demektir. Çünkü BDP’nin oyları seçim sisteminden dolayı AK Partiye gidecek AKP 400 civarı milletvekili alacak Anayasa değişikliğine yetecek başkanlık sistemini kuracak çoğunluğa kavuşacaktır. İşte o zaman yaklaşık 6 yıldır başlatılan çözüm süreci denilen süreçte hükümetin bahanesi kalmayacak ülkenin gerçekleriyle yüzleşecek bu işlerin çocuk oyuncağı olmadığı anlaşılacak çünkü PKK’nın istediği özerklik, anadilde eğitim vs. gibi verilen sözleri Türk milletinin kabul etmeyeceğini anlayıp bunun çözüm süreci değil yalnızca Kurtların oyunu almak için bir proje olduğu anlaşılacaktır.

Çünkü AK Parti bu süreci Türk milletinden gizlemiş Türk milletinin PKK’nın istediklerini kabul etmeyeceğini bildikleri içinde bu güne gelinmiş. Şurada 6 ay daha bu süreç sorunsuz işleyebilir fakat Allah korusun seçimden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

TEŞHİS, YAPILAN YANLIŞLIKLAR VE ÇÖZÜM

TEŞHİS: Önce bu mesele Kürt meselesini terör meselesini bunu iyi teşhis edelim görünen o ki hükümet bu işi terör meselesi olarak görüyor ki elinde silahı olanlarla görüşüyor. Teröristlerle görüşüyor ama adına Kürt meselesi diyor yapılan en büyük yanlış budur.

YAPILAN YANLIŞLIKLAR: Oysaki hükümet samimi olarak bu meseleyi bitirmek istiyorsa tüm süreci bir terör örgütü liderinin iki dudağı arasına hapsetmezdi. Çünkü bu süreçte görüşülen terör örgütü hem marksist leninist bir yapı hem de tüm zorlamalara karşı aldığı oy % 5 oysaki bu oy oranı Kürtlerin çok az bir kısmını temsil ediyor. PKK’dan başka devletin yanında olan yapılar var bu yapılar Cumhuriyetten öncede sonrada hep devletin yanında olmuş ülkenin bölünmemesine vesile olmuşlardır. Tek parti ve çok parti sistemine geçildikten sonrada orada bulunan tüm aşiretler devletin yanında olan partilerde siyaset yapmış hep merkez sağda siyaset yapıp bölgelerine hizmet etmişlerdir. Bu bölgemizde yüzlerce aşiret hep devletin yanında yer almış özelliklede PKK ortaya çıkınca PKK’yla da savaşta devletin tarafında olmuşlardır. Devletin yanında olan Aşiretlerden bazılarını yazacak olursan şu aşiretler Cumhuriyetin ilk gününden itibaren devletin yanında olmuştur.

BUCAK AŞİRETİ, ŞEYHANLI AŞİRETİ, BERAZİ AŞİRETİ, KIRVAR AŞİRETİ. ŞEDDADİ AŞİRETİ, DİNAİ AŞİRETİ, BADILLI AŞİRETİ, KARAKEÇİLİ AŞİRETİ, BAZIKİ AŞİRETİ, İZOLLU AŞİRETİ, PİCANLI AŞİRETİ, BABAT AŞİRETİ, BERİTAN AŞİRETİ, GOYAN AŞİRETİ, ŞEMSİLİ AŞİRETİ, BURUKAN AŞİRETİ, ŞEGO AŞİRETİ, BADIKAN AŞİRETİ, BEKIRAN AŞİRETİ, AZİZOĞULLARI AŞİRETİ, KAHRAMANLAR AŞİRETİ, ENSARIOĞULLARI AŞİRETİ, ROMAN AŞİRETİ, BATUYANLAR AŞİRETİ, TATARLAR AŞİRETİ, ERTUŞİLER AŞİRETİ, JIRKİLER AŞİRETİ, XIYAN AŞİRETİ, – İNAN AŞİRETİ

Saydığımız aşiretler yıllarca PKK’ya karşı savaşırken çözüm süreci ile sürecin dışarısında kalmış muhatap alınmamasından sonra güçlenen PKK bölgede tüm Kürtlerin temsilcisi gibi algılanmış yüzlerce yıldır devletin yanında olan Aşiretler teker teker PKK’nın devamı olan partiye katılıp canlarını kurtarma yoluna gitmişler. Devletin yanındayken BDP’ye katılan Aşiretler

Saki Aşireti: ANAP’ta 1989 – 1994 yıllarında Doğubayazıt belediye başkanlığı yapan MAHMUT KOTAN ve aşireti 2014 yılında BDP’ye katıldı.

ARAP Aşiretleri BDP’ye katıldı.

BİHİPİ AŞİRETİ: BİNİ – İCİL AŞİRETİ

KORUCU Metinon Aşireti BDP’ye katıldı.

Haber şöyle: 1990’lı yıllarda DYP, MHP ve Genç partide siyaset yapan ve PKK’ya karşı etkin bir mücadele içinde yer alan Metinon aşireti lideri Mehmet Şerif Temelli 58 köyle ve 5 bin aşiret üyesiyle BDP’ye katıldı.

Tarih 2014 Bucaklar – Izollar – tüysüz, karavar, ağaçkan, üzeyranlı, geyikler, bablılar, karageçili. Mersavi aşireti, Zeydan aşireti, Piynaşi, Miradi, Receba, Hevidi aşireti, Memani, Merxuri, Kırdızi. BDP’ye katıldı.

26 Ocak 2015 tarihli PKK’ya yakın Özgür gündem gazetesinde şöyle yazıyordu. “Uluderede kürt siyasal hareketinin karşısında duran ve devlet safında yer alan Babat Aşireti ve Aşirete bağlı 4 aile koruculuktan istifa ettikten sonra kitlesel bir törenle BDP’ye geçti. BDP’ye geçen korucu başı Şehmuz BABAT “Bundan sonra sonraki hayatımı halkımın davasına adayacağıma söz veriyorum” demiştir.

ÇÖZÜM ÖNERİSİ

– Baraj derhal % 5 düşürülmelidir. BDP barajı mutlaka aşmalıdır aksi takdirde Diyarbakır’da bir parlamento kurup bağımsızlık ilan ederler devletinde Diyarbakır ve tüm doğuyu bombalayacak hali yok Cizre bir laboratuvardır. Devlet küçük bir ilçeyi kontrol altına alamıyor. Çünkü kumpaslarla Türk ordusunun gardı düşmüş orada savaşanların hepsi mahkûm olmuştur dolayısıyla devletin eskisinden daha fazla eli zayıftır.

– Görüşmelere Aşiretleri, sivil toplum örgütlerini, mollaları, işadamlarını başka dinamikleri, Hüda Par’ı Kemal Burkay gibi akıl adamları sürece dahil edip terör örgütünün elinden inisiyatif derhal alınmalı örgüt orada yüz muhataptan ancak birisi olabilir. O yüz muhatap kendi arasında tartışır aralarında anlaşırlarsa ondan sonrada bölgede referandum yapılarak halkta muhatap alınmalı.

– Bölgede yüzlerce yıldır saygı gören ve medrese geleneklerinden gelen Molla’lar sürece dâhil edilmelidir. Çünkü bölge Müslümandır PKK Marksist ve Leninist bir örgüttür. Dolayısıyla Müslüman Kürtleri dinsiz bir örgütün umuduna bırakmamak lazım.

– O bölgeye en güzel üniversite kurulmalı en kaliteli kolejler kurulmalı en güzel eğitim kurumları desteklenmeli, en kaliteli devlet memurları o bölgeye gönderilmeli toplum yeniden kazanılmalı.

– Sportif faaliyetlere bu iller ve ilçeler dahil edilmeli futbol burada çok önemli bir faktör bu illerin futbol takımları birinci lige çıkarılıp o bölgedeki takımlara ekonomik destek verilmeli.

– Acilen Tillo gibi medreseler desteklenmeli ve gençler orada dini eğitim almalı. Araştırılırsa görülecektir ki gerçek hiçbir Molla devletine silah çekmez.

O bölgede her aileden bir kişi devlet memuru yapılarak Batıyla aradaki ekonomik orantısızlık ortadan kalkmalı. – Devlet iki yüzünü de orada göstermeli birinci yüzü devletin şefkatli yüzü O yüzü bir an önce halka göstermeli halk yeniden devletin gücünü görerek kendisini güvende hissetmelidir. – Devletin ikinci yüzü ise “Şamar atan” yüzü bu yüzü her zamankinden daha fazla önem kazanıyor çünkü devlet kendisine silah çekene misliyle cevap verebilmelidir.

Yasalar ciddi bir şekilde uygulanmalıdır. Vatandaşın beklentilerini silah kullanan bir örgütün silah zoruyla Devlete kabul ettirdiği duygusunu bir an önce yıkıp vatandaşın bir meselesi varsa devlet bir an önce çözmelidir. Yoksa bundan 20 yıl önce işsiz, güçsüz, sahipsiz, kimsesiz tutunamayan hayatta başarılı olamayan savrulmuş insanlardan oluşan bir avuç terörist bugün silah zoruyla tüm Kürt halkının temsilcisi olarak kabul edilmesi nedeniyle ele geçirdiği psikolojik üstünlük derhal kırılmalıdır.

Ülkesini seven biri olarak bu konuya dikkat çekmek istedim. Siyasi bir mülahazayla yazılmış bir yazı değildir dava milli bir davadır bunda siyaset aranmamalıdır.

Umarım Ak Parti ne yaptığını biliyordur, Sonradan pişmanlık fayda vermez.

Sevgiyle kalın..

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
1
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
SEÇİMDEN SONRA TUFAN – DEVLET VE AŞİRETLER

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir