featured

Türk Demek Beklenilen Demek

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türk demek beklenilen demektir. Zor günlerde beklenilen demek demektir. Darda kalmış, çaresiz düşmüş, başı belada olanlarca beklenilen demektir. Başı belada zalimin zulmünden kurtulmanın tek çaresi Türk’ü beklemek, tarihin her döneminde görüldüğü için Türk’ü çaresizliğe mehlem, çaresizliğe çözüm, olarak beklemektir. Türk’ün bir başka karşılığıdır.

02.Aralık.2015  Yayladağı’ndayım. Bombaların altından, kara harekatının önünden Türkiye’ye sığınan insanlara Türkiye’nin her yanından gelen yüzlerce Tır ve Kamyon dolusu yardımların  aralarından geçtim. İnsanların bu yardımları yağmur altında istiflediği çamur zemin üzerine koyduklarını o soğuk havada bile karınca misali çalıştıklarını gördüm. Bu manzara karşısında Türk insanının kadirşinaslığını görünce, ağzımdan, gölümden yukarıdaki cümle döküldü. “ Türk demek beklenilen demek “

Rus’un bombalarının altından gelenlerin gençleri, eli silah tutanları inatla girmeyeceğiz  Türkiye’ye, sınırda bekleyeceğiz. Toparlanıp tekrar savaşacağız. Kanımızın son damlasına kadar savaşacağız. Ama yaşlılar, kadın ve çocuklarımız sizlere emanet. Onlara  iyi bakın diyerek hınçla geri dönen gençler, çaresizlikle nemli gözlerini göstermemek için dönüp, gerisin gerisi gidiyorlardı. Sınırda çadır kent kuruluyor. 10-15 bin aileyi alacak büyüklükte genişlikte çadırlar. O kadar da kişiye yetecek sıcak çorba ve battaniye. İşte her şey hazır. İhtiyaç olmuş. Amcaoğulları darda kalmış. Akrabaları zor günlerde aç açıkta kalmış. Akrabası Türk kendisinden beklenileni yapıyor. Bu vesile ile ben hemen-hemen her ilimizin duyarlı insanlarından dolup gelen yardım elini uzatan “ Beklenilen Türk’ü “ saygı ile selamlıyor Allah razı olsun diyorum. Kör kuyu gibi gelen her yardımı yutan Yayladağı. Yardımların nereye kime verildiği bilinmeyen bir ortam. Onun içim işin düzenli ve daha adaletli olması için;

Gelen yardımların bu yarı karanlıkta yerleştirilmesi, çalışmalarının, keşke bu olağanüstü duruma, yerli idarecileri, biraz daha hassasiyet gösterse de bir depo gibi yeri hazırlasa idi. Gelen yardımları cinslerine göre ayırarak depolansa idi. Dağıtımı tek elden yapılsa idi daha iyi olurdu, diyorum yanımdaki bir arkadaşa. Bu konuyu sorduğumda “ yer bulamadık” ifadesi doğrusu beni üzdü. Yayladağı’nın semt pazarlarının üstü kapalı büyük mekanları var. Birisi rahatlıkla kullanılabilirdi. Yayladağılı buna bir şey demezdi. Yine kapalı spor salonu bu konu için düzenlenebilirdi. Eski tütün depoları, hatta Yatılı bölge okulunun depoları, kullanılabilinirdi.

Bilmiyorum belki bir başka sebebi vardır. Ancak bu şekilde bazı kuruluş ve örgütlü yapılan yardımların değişik gruplarca sahiplenmesi buradaki misafirlerimizi ileride parçalanmış gruplar haline getirebilir. Acaba onun için mi? Depo yapmaya yanaşılmadı? Şayet bu insanlar değişik gruplara bölünür ise şimdiden ben diyorum. Sebebi Yayladağı’nın idarecileridir. Çünkü bu idareciler Orada bulunan Suriye Türkmen Meclisinin belirlediği, görevlendirdiği insanlar var. İrtibat Bürosu var. Siz bu belirlenen insanları muhatap kabul etmeyip her karşısına çıkan grubu insanı muhatap kabul edersen toplum bölünür. Bölünen toplumun sebebi idareciler, olur. İdareciler kimi muhatap alacaksa gelenlere “git falanlar benim muhatabım diyerek sizinle bu konuyu görüşmek istemiyorum şeklinde tavır konsa,” bu  toplum birlik halinde kalır. Kimse kusura bakmasın. Kimsede bu durumdan şikayetçi olmasın. Olmaya da hakkı yoktur.

Milletin, Allah rızası için toplayıp getirdiği yardımların yerine daha adaletli dağıtılacağını, ve kayıtlarının tutulacağı kanaati ile bu konuyu dillendirmek istedim. Başka bir maksadım yoktur. 3300 ‘e yakın Yayladağı’nda sadece çadırlarda kalan Bayır-Bucaklı kalan var. Ayrıca 3000 yakın evlerde kalan var. Yine Antakya, ve diğer ilçelerde evlerde kalan ihtiyaç sahibi olanlar var. Bunların kayıtları listeleri hazırlanmış durumda. Ancak bu insanlara şayet düzenli tek elden dağıtılmazsa ve devamlı verilmezse nasıl olacak. Bu malzemeler depolanmalı ki, hangi aileye ne verilmiş kayıt altına alınmalı. Aksi halde bazıları alır. Bazılarına bu yardımlar ulaşmaz. Olmaz. Çünkü bilmem hangi yerde oturan ihtiyaç sahibi kendisi gelip almaz. Çünkü: Türk’tür. Bayır-Bucaklıdır. Gururludur. Bu konu gözden kaçırılmamalıdır. Onun için gelip almaların beklemek değil, evlerine teslim etmelerini beklemektedirler.

Söz nereden nereye geldi. Sonuç olarak. Hükümet, Türkiye Cumhuriyeti Bütün Türkiye genelinde Bayır-Bucak bölge insanına  “ Beklenilen Türk  “ olduğunu gösterip niçin hayırsever olduğunu iyi görmeli. Bayır-Bucaklı bulunduğu yerde mücadelesini yapmasını istediğinin ispatı olduğunu iyi görmeli ve gereğini eksiksiz yapmalıdır.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Türk Demek Beklenilen Demek

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir