Türk Yüksek Öğretim sisteminde Suriyeli öğrenciler Uluslar arası konferansı 9.Mart.2017 Perşembe günü Mustafa Kemal Üniversitesi konferans salonunda yapıldı. Konferansın sonunda Eğitimin uzmanları ve 70 Üniversitenin Rektörlerinin katılım gösterdiği, yabancı eğitimci ve sosyal kültürel kuruluşların destek verdiği komisyonlarda konu masaya yatırıldı. Ben konferansta aldığım notlarımı siz okuyucularla paylaşmak istedim.
Yüksek Öğretim Kurulu Başkan Yardımcısı konferansa ele alınacak konuları;
1-Kontenjan artırımı, 2- Adil Eğitim programlarının yapılması, 3- Lisans mastır konuların ele alınması, 4- Açık eğitim konusu, 5- Meslek Yüksek okulların açılması, 6- Arapça Eğitimi, 7- Geçimlerini sağlamak için gece eğitimine geçmek, 8- Pansiyon ve burs konularının giderilmesi, 9- Suriyeli Sınıf öğretmenlerinin, güvenlik ve pasaport izinlerinin zorluklarının giderilmesi, vatandaşlık konuları, 10- Maddi destek ve yayın imkanlarının sağlanması ile ilgili çalışmalar. Olarak sayıldı.
AFAD Genel başkanlığı adına konuşan Zuhal Karakoç:
“ Türkiye’nin 1998 depreminden büyük tecrübe edindiklerini, afetlere ciddi direniş bakımından dünyada en ön sıralarda olduklarını, göçün en büyük afet olduğunu 65 milyon insanın göçlerden etkilendiğini, bu 65 milyonun 21 milyon insanın ülkesini terk ettiğini, 30 milyon insanın Ülkesi içinde yer değiştirdiğini, 14 milyon insanın bulundukları yerlerde olumsuz etkilendiklerini ifade ettikten sonra “ 5 Milyon insanın Türkiye’ye göç ettiğini bu göç eden insanların 500 bin tanesinin eğitim öğretim çağında olduğunu, yani 500 bin öğrencinin eğitiminin sorunlarını kucaklarında bulduklarını belirtiler.
Kayıp nesil oluşmaması için, gözyaşlarını onlar farkında olmadan silmeye çalışıyoruz ki, terör örgütlerine yem olmasınlar. Bu da bir yatırım. Geleceğimiz için insanlık için en kıymetli yatırım olarak, gördüklerini söyledi konuşmacılar.
Göçü iyi yönetemediğimiz zaman büyük risk altına gireceğimizi anlayan eğitimle ilgili kurumlar anlaşılan konuyu masaya yatırmış görünüyor. Bu da memnuniyet verici bir durumdur. Çünkü sonuçta ülkelerine döndüklerinde veya dönemeyip Doğu Akdeniz coğrafyasında dağıldıklarında eğitilmiş. Türk toplumuna entegre olmuş durumda ancak eğitimden geçirmekle mümkün olur. Onun için tek araç eğitimdir. Buna yapılan yatırım umuyorum karşılığını faizi ile alınacak bir yatırımdır.
830 bin 6-17 arası çağ nüfusun eğitime entegre olması gerekmektedir. 260 nin çocuk geçici eğitim okullarında eğitilmeye çalışıldığını, 44 bin çocuğun Türk okullarında 3 ile 5 yıl arasında tüm öğrencilerin YOBİ sistemine geçiş yapılarak telefi eğitimlerle sorunları giderileceğini,291 bin 121 öğrenci (e ) okul sistemi ile hemen alınabileceğini, 204 bin 706 öğrencinin 3 yıl içinde mesleki-çıraklık eğitimine, Suriye’de Cerablus’ta, Azez’den gelen öğrenci ve öğretmenlere sahip çıkılarak kayıp nesil olması engellenecektir. Görüşüne vardığımı siz okuyucularımla paylaşmak inanın bana büyük bir huzur verdi. Allah yüce devletimizi her zaman var etsin.
Konferans bana göre çok verimli ve nezih bir ortamda gerçekleşti. Doğrusu ben çok yararlandım. Ayrıca uzmanların detaylı olarak konuları ele aldıkları çalışmalar başladığında ben ayrıldım.
Son olarak burada söylemeden geçemeyeceğim. AB tarafından ve göç idaresi ve AFAD’ın aracılığı ile vaad edilen , özellikle Avrupa dan gönderilecek 3 milyon Euro luk paranın sadece 240 bin Euro’sunun geldiğini onun için bursluluk kazanan öğrencilerin burs paralarını alamadıklarını da orada öğrenmiş oldum. Sebebi Avrupa’nın kendilerine uygun eğitimin verildiğinden emin olmayışı ve yeni projelerin olmayışı bahanelerine dayalı olduğu kanaatine vardım.
Öyle ya elin adamı senin içinde kalacak insanların adam gibi eğitimlerini yapmasını ister mi? İstemiyor.
Hoşça kalın sağlıklı kalın
Sayın İsmet Hocam; yaptığınız bu aydınlatıcı bilgilerden dolayı teşekkür ederim. Özellikle konu başlığı olarak seçtiğiniz ifade > Gözyaşlarını, onlar farkında olamadan silmeye çalışmak < düşündürücü ve dikkat çekici niteliktedir. Saygılarımla.